DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Reyhan Mete Erdoğdu
Reyhan Mete Erdoğdu
Giriş Tarihi : 28-08-2023 22:12

Tehlikeli Atık

Geçen gün sosyal medyada gezinirken bir yazı karşıma çıktı. "Aldatmak" bir hastalık mıdır?

Önce  hastalığın tanımını yapalım bence daha sonra bu konuyu masaya yatırıp, otopsisini hep beraber yaparız.

Hastalık ya da sayrılık, beden veya zihinde meydana gelen, rahatsızlık, dert ve görev bozukluğuna yol açan belirli bir anormal duruma verilen isimdir. Kimileyin terim yaralanma, sakatlık, sendrom, semptom ve normal yapı ve fonksiyonun anormal çeşitlerini kapsayacak biçimde, geniş bir anlamda kullanılır.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) tanımına göre "sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.
Ve günümüzde pek çok hastalığın tedavisi ilaçla mümkündür.

Hangi perspektiften bakılırsa bakılsın aldatmanın hiçbir şekilde, hastalıkla uzaktan yakından bir alakası olmadığını gördük.

Bu kesinlikle minareyi çalıp kılıf uydurma çabasıdır. 
Aldatmak; en basit ifadeyle kişilik bozukluğudur ve hiçbir kişilik bozukluğu ilaçla tedavi edilemez, belki ıslah edilebilir ama kesinlikle tedavi edilemez.

Bilimsel açıklamaları bir kenara bırakıp, bu konuyu eleştiriye, sorgulamaya, farklı açılardan tartışmaya sunmak, enine boyuna konuşmak (pardon yazmak) istiyorum.

Konumuz "Aldatmak"
Aldatmanın bir hastalık olmadığına sanırım hem fikiriz. Yine kılıf bulmada ustalık göstermeye devam ediyoruz. Bu aralar astroloji merakı sardı toplum olarak her birimizi. Mesela Merkür diye bir gezegen var gökyüzünde biraz fırıldak, aramızda kalsın dengesiz, ayarsız bir gezegen geri hareketinde eski sevgilileri kapılara kadar getiriyormuş buna bir de hayalperest Neptün eşlik ettiğinde gözler kör oluyormuş ve aldatmaya meyilli burçlar( Dikkatinizi çekerim suçu gezegenlerden alıp, burçlara  yükledik bu arada) bir bakmışsın aldatmış.
Yani gariban işinde gücündeki insanlar Merkür'ün oyununa gelmiş, Neptün'de gözleri kör edip bütün ahlâki değerleri yerle bir etmiş.

Bu arada savunma mekanizmaları boş mu duracak? İllaki devreye girecek.

Neymiş sevgili arkadaşlarım her gün kuru
fasulye pilav yenilir miymiş? Bu da eskilerden günümüze gelen çapkın dedelerimizin özlü sözlerinden. Sen zaten pirzola yemeyi haketseydin yerdin demek ki sende büyük bir hazımsızlık var ki (affınıza sığınarak söylüyorum) ne yiyorsan artık hazmedemiyorsun.

Bir çiçekle bahar geçmezmiş acaba hiç düşündün mü? (biree deyyuz) Sen bir çiçeğe bile su vermeden yaşamışsın çiçek bahçesi senin ne haddine. Hadsizliğin haysitetsizlikle birleşmesi (sözüm ALDATANLARA) sizce ne yapar? ....

Benim cevabım pek net ama dilimin sivriliğine rağmen, zikredemiyorum bu kelimeyi.

Bir de karşı tarafı suçlama var. Yok eşim şişman, vay efendim çirkin, yok efendim pis, anlayışsız gibi gibiiii... Alırken aklın nerede idi? gözün mü kördü? Dilin mi bağlıydı? Demezler mi adama? Hadi diyelim zamanla sevgin azaldı buna da eyvallah. Ama biraz delikanlı olun, dürüst olun ve çekip gitmesini bilin. Kırmadan, dökmeden, yaralamadan.

Aldatmanın nasıl bir karekteri yoksa cinsiyeti, cibiliyeti, dini, dili, ırkı da yok. Bu eylemi her kim yapıyorsa aynı derecede suçludur. Kesinlikle hiç bir insan aldatmayı haketmez.  Ama bu meret tek başına yapılmıyor ya...

Konu derin, kazıdıkça dallanıp budaklanıyor. Toplumun ortak sorunu, ortak kaygısı... Evliliklerin, ilişkilerin katili.

Depresyonun en büyük nedeni. Aldatan şahıs, aldatılanın yüreğine kocaman bir tırpanı sokuyor; sonrasında azar azar tırpanı hareket ettiriyor. Tırpan her kıpırdayışında bir et parçasını oynatıyor yerinden (güven, saygı, sevgi) güzelliğe ait bütün duygular yok oluyor.

Ruhunun parça pinçik edişilişini izliyor aldatılan taraf, uzun metrajlı bir film gibi. Dengesini ( ruhunu kaybeden kişi) kendine çıkış yolu arıyor,  bulamayanlar bir girdabın içinde çırpınıp duruyor takii emanetini teslim edene kadar.

Benim anlamlandıramadığım diğer bir budağı da cinsiyetsiz olan aldatmanın kadında ve erkekte sonuçlarının toplumumuzda ayrı adlandırılması. Adamın elinin kiri, erkekliğin şanı olarak nitelendirilip, kadının namussuzluğu olarak görülmesi işin ironisi.

Daha da acınası bir durum serbest ilişki. Heyy çok sevgili insanoğu! Hayvan bile eşini sahiplenip, kıskanırken hangi işkembenizle bu durumu kabullenip, hazmedebiliyor sunuz?

İşin helallik kısmına girmiyorum bile. 
Yap
Et
Karşındakinin hayatının en orta yerine pisle, sonra pişkin pişkin gel "hakkını helal et" de.

Lütfen sevgili arkadaşlarımın( psikologlar, yazarlar, astrologlar, yaşam koçları ve karşı komşular) "Aldatmaya" kılıf bulmayalım, isimlendirmeyelim, hafifletici sebepler aramayalım.

Sebep sonuç ilişkisi kurmaktan vazgeçelim. Doğallaştırmayalım.Bu konuyu kökten kapatalım.

Sadece bir cezayla taçlandıralım aldatanları.  Alnının tam orta yerine "Tehlikeli Atık" yazıp, salalım doğaya. Kendi kendilerine debelenip, dursunlar....
Nokta....

NELER SÖYLENDİ?
@
Mete Zeynep 8 ay önce
Bir de yüzsüz olurlar ki sorma gitsin. Sanki suçlu kendi değilde karşı tarafmış gibi bir üste çıkmalar bir yüzü kara değil ki zifte bulanmış, ama yine o herkesi suçlayarak asfalttan sıfır arabaya sıçrar. Halbuki bütün insanlık adına TEHLİKELİ (Danger) basmalı kızgın demirle suratının orta yerine....Yüreğine kalemine sağlık her zaman yaz ❤
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA