DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Reyhan Mete Erdoğdu
Reyhan Mete Erdoğdu
Giriş Tarihi : 02-05-2023 22:23

Fanatizmden Fantastikliğe giden yol

Sevimsiz bir konuyu sevimli bir hale getirmek için uzun süredir düşünüyorum. Yazıyorum...Siliyorum... Okuyorum... Çiziyorum... 
Olmuyor.
Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor.

Kimseyi üzmeden, kırmadan minderimde oturmak, kendi yağımla kavrulup, etliye sütlüye karışmadan bisküvimi çayıma bandırıp, yaşayıp gitmek istiyorum. Çok mu şey istiyorum?

Cahilliğin bataklığı, benim manzaramı kirletiyorsa susamıyorum.

Liyakatsız insanların ahkâm kesip, baş köşeye kurulmalarından, iki kelimeyi yanyana getirip konuşamayanların hatiplik yapmasından, kendi söküğünü bile dikemeyen terziden, toplama çıkarma yapmayı bilmeyen insanların ticaretle uğraşmasından, çocuk sevmeyenin anaokullarında eğitmenlik yapmasından, adaleti kadın ismiyle bilen hukukçudan yoruldum.

Fantastikliğe doğru gidilen fanatizmden midem bulanıyor artık. Kendi kimliğini bulamayıp, kimlik arayışında her yol mübahtır diye ellerini çamura bulayıp, kirli ellerini üzerimizde gezdirmeye çalışmaları tiksindiriyor beni.

Kim bu insanlar?
Sen, ben, biz, o, onlar....
Çoğunluklar....
Fanatikler...

Daha beşikte başlıyor bizdeki fanatiklik. En masumu takım fanatikliği. Hele bir de çoçuk erkekse zıbını bile iki renk oluyor (sarı- lacivert, siyah-beyaz, sarı-kırmızı...) Tabi ki takım tutmak, bir ideolojiyi benimsemek, siyasi bir lideri sevmek, bir topluluğun içinde olmak doğal bir durum. Kötü, hatta hastalıklı olan tarafı işi fanatikliğe taşımak.

Kendi başarısı olmayan insanların; takımının, liderinin, örgütünün başarısıyla övünüp, başarısızlığı ile dövünmesi gülünç ama bir o kadar da trajik. Bir spor dalına bu kadar bel bağlamak, kazanımlarında havalara silahlar atıp, konvoylar oluşturmak; yenilgisinde kavgalar, gürültüler hatta cinayetler bile işlemek ürkütücü ama gerçek.

Eski çağlardan beri süregelen bu durum aslında bir nevi aidatlık duygusu, koyun psikolojisi, bağlanma iç güdüsü, tembellik teorisi, güven problemi, başarısızlık korkusu, toplum baskısı, sevgisiz büyütülme, özbenlik bilincinin eksikliği, ilkel benlik gibi bir sürü nedenle açıklanabilir. Bunların toplamı ya da çıkarımı cahillik ve bilinçsizlik.

Gerçeklikten yavaş yavaş uzaklaşıyor fanatik düşünceye sahip insanlar. Okumadan, dinlemeden, araştırmadan inandıkları ideolojiyi gözü kapalı savunuyorlar. Öngörüleri kaybolup efsunlaşmış gibi inandıkları davaya baş koyabiliyorlar.

Terör örgütlerinin, partilerin yegâne besin kaynakları aşırı derecede fanatik insanlardır. Her türlü pis işleri çeşitli vaatlerle (mevki, makam, para, cennet, huri ve hatta nuri...) kandırıp, yaptırabiliyorlar.

Öyle bir boyuta ulaşıyor ki bu fanatikler fedailik, çıraklık adı altında gözleri kapalı ölüme gidecek kadar kendilerini kaybediyorlar.

Tarihte bir çok örneği vardır bunun. Fedailer, şövalyeler neyi, niçin yaptığını sorgulamadan, cennet vaadiyle kandırılmış ve ölümü seve seve kucaklamış insanlardır. Günümüzde de bu çok değişmemiş yine insanoğlu sorgulamadan, bilmeden ölümüne savunmuşlardır inandıkları davayı.

Düşünme yetisi ellerinden alınmış, robotlaşmış insanların sayısı her geçen gün artmakla birlikte, en büyük ve ortak özellikleri menfaatleri için herşeyi yapabiliyor olmaları. Maalesef durum böyleyken düşünen, eleştiren, sorgulayan, kuşku duyan insanlar George Orwell'in dediği gibi buharlaştırılıp, yok ediliyor veya çoğunluk tarafından dışlanıp, itibarsızlaştırılıyorlar.

Durum içler acısı; bütün bunlar cahiliğin zifiri karanlığında kendilerine hayali bir dünya (kahraman) uydurup gerçeklikten giderek uzaklaşmasıyla son bulmuyor. Daha vahimi düşünme yetisini (Yüce Mevla'nın insana bahşettiği "beyin"i kullanmayıp,  makineleştirip, kumandayı da  başkalarının ellerine bile isteye (seve seve) veriyor) olmaları. Bu insanın kendi ırkına yaptığı en büyük ihanet ve haksızlıktır.

Konu konuyu açıyor, dallanıp budaklanıyor. Bir adım ileri, iki adım geri. Maalesef hiç birşey değişmiyor.

Uzun lafın kısası ben yine eskimiş köşe minderimde oturup, bisküvimi çayıma bandırıp yemek istiyorum, (ağzımı şapırtata şapırtata).


    

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA