DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Hamiyet Su Kopartan
Hamiyet Su Kopartan
Giriş Tarihi : 24-10-2022 17:05

Kadın Şairler Lirik Şiir Yazamaz mı?

Dünyaya gözümüzü açtığımız anda ciğerlerimize çektiğimiz ilk oksijenle beraber havaya uyum sağlamaya başlıyoruz. Ailemiz, akrabalarımız derken yavaş yavaş etrafımıza; hava, su, ateş, toprak derken tabiata; gördükçe bitkiler ve hayvanlarla beraber çevremize uyum sağlamak zorunda hissediyoruz kendimizi. 

Bazı çiçekler sadece belli yerlerde açar, bazı hayvanlar sadece belli mekânlarda yaşar. Halk arasında “arsız çiçek” dediğimiz çiçekler için güneş görse de olur görmese de; ışığı çok alsa da azsa da önemli değildir; suyu bol verince kökü çürümez, yetersizse de kurumaz. Tabiata en uygun canlının insan olduğu söylenir, aslında canlıların en arsızının insan olduğu ima edilir. Hayat, insan için hep bir uyum süreci.

Kendimizi, etrafımızı, tabiatı; tanıma ve tanıtma, anlama ve anlatmaya ihtiyaç duyuyoruz. Herkesin kendini ifade etme biçimi ve kendini ifade ederken seçtiği yöntem farklı. Sosyalleşmek için bulunduğu ortam farklı. Herkes birbiriyle iletişim ve etkileşim içinde. 

İletişimin birçok yolu var. Bunlardan biri de sanat. Görsel yönü kuvvetli olanların renklere verdiği anlam, çizdiği şekiller kendini ifade etme şekli. El becerileri kuvvetli olanların tahtayı, taşı yontarak; heykel yapması, kapı yapması, pencere kenarı süsü yapması kendini ifade etme şekli. Halı kilim dokuyan kadınların her renge, her modele bir anlam vermesi kendini ifade etme şekli. Genç kızların yemenilerini, mendillerini firketeyle, tığla, iğneyle şekillendirdiği oyalarla süslemesi kendini ifade etme şekli. Kalemiyle kelimelerle oynayanların roman, hikaye, deneme, anı, şiir…  yazması kendini ifade etme şekli.

Herkesin kendine özgü tavrı, davranışı, hayata bakış açısı olduğu gibi her yazarın, her şairin de kendine özgü konusu, imgesi, üslubu vardır. Bir şiiri okuduğumuzda ismini görmesek de kime ait olduğunu tahmin edebilmeliyiz. Bir romandan o roman yazarının üslubunu çözebilmeliyiz ki okuduğumuz diğer romanının inceliklerini daha rahat fark edelim. 

Birçok okura göre kadınlar roman, hikâye ve anı yazmakta erkeklere göre daha başarılı. Kadınlar daha detaycı, daha kuralcı, lafı uzun uzun anlatmayı sevdikleri için tasvirlerde daha başarılı; fakat şiirde, bilhassa da aşk şiirlerinde erkekler kadınlardan daha içten, daha başarılı. 

Kısmen doğruluk payı var. 
Şiir mümkün olan en az kelimeyle en çok anlamı bulmak içinse fıtratında çok konuşmak olan kadınlar başarısız olabilir; şiir belli bir birikim, şiir bilgisi, kelime haznesi ve derinlikse işte burada gönül devreye girer ki duyan, düşünen, hisseden ve gönlünü kaleme döken her şair başarıyı yakalar. 

Bence kadınların aşk şiirinde az olmasının bir sebebi anaç olmasıdır, içindeki analık duygusudur. Kadın şair; toplumdaki gerçeklere, yaşanan acılara duyarlı bir insanın sadece kendi duygularından bahsetmesini bencillik olarak görür. 

Kapı pencere oymacılığı, tahta maden kakmacılığı, halı kilim dokumacılığı zanaat olarak geçse de ben duygusuz fabrika ürünü, bir örnek modelleri gördükçe taş ustalarının duygularını işlediği eserlere sanat diyorum ki bence halı kilim dokumacılığı ve oyalar da bu kategoriye girer. 

Hayallerini, sevincini, üzüntüsünü halıya yansıtan, içindeki renkleri kilime dokuyan kadın, edebiyatta neden lirik şiirde var olsun ki? 

Başına taktığı yemeniyle mutluluktan parladığını, boynu bükük çiçekle küstüğünü anlatan kadın edebiyatta neden lirik şiirde var olsun ki?

Kadın kendi özelini neden ifşa etsin, mahremiyet duygusunu neden kaybetsin ki?

Edebiyat kelimesi edep kelime kökünden gelir. Türk Edebiyatı’nda kadın yazar ve şairler aşk şiiri yazamaz değil, yazmazlar.  

Kadın şairler lirik şiir yazmasalar da kadın şairlerin her yazısı, her şiiri liriktir; çünkü kalemlerine damlayan kelimeler, gönüllerinden dökülen kelimelerdir.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA