ŞİİR
Giriş Tarihi : 16-04-2024 23:03   Güncelleme : 19-04-2024 20:25

Bir Yudum Can / Tuncay Aytaç

Tuncay Aytaç -BİR YUDUM CAN

Bir Yudum Can / Tuncay Aytaç

BİR YUDUM CAN

Tam teşekküllü bir mapushane yüreğim.
Kalbi kırık kavimlerin göç yollarında kırana uğramış ahlar, semaya ulaşmanın çılgınlığında.

Her acıya merdiven dayamaya çalışırken yorgun düşmüş yanım, ah benim sinsi yüzlere vefalarım.

Kanadı kırık bir kuş şimdi yüreğim, yorgun ellerimde zamanın çizdiği çizgiler.

Esrik cümleler tufanı gibi boğazım, her tufan yıkıp geçti tamamlayamadığım yanımı.
Sonsuzluğa direnişi nakşeden gözlerimin imkansızlıklarda kalmış yüreğimin devinimleri.
Devrim niteliğindeki aldanışlarım.
Biçare halimle kendime isyanlarım.
Elimdeki boş kovayla nafile yangınlara koşmalarım.
Dingin gözlerle göğe bakıp, ellerimi açıp yakarışlarım.

Hepsi firari cümlelerde tercüme etmek istiyor kendini.
Oysa ben, bir yudum insan, değiştiremem ki kendimi.

Şimdi göç yollarında kaçıncı kervanıdır var oluşum.
Ellerimin dokunuşunda hangi sıcaklıktı arayışlarım.
Gölgesine sığındığım koca çınarın suskunluğunda, 
Pusuyorum maziye, suskun cümleler saygı duruşunda.
Sabaha erimin umudu yorgun gözlerime şeklini koymuş, sinsi bir bekleyiş auramda.

Ah! Hangi değerde sınıyorum ki kendimi.
Bir yudum can!
Sona bir kalp atımı mesafe.
Bir göz kırpması kadar kısa bir an.
Acılar yüreğimde bayram.
Güzel bir ilkbahar sabahı ve ben!
Acıya koşuyorum gecenin bir yarısı aya doğru.

Elimde yorgun pusulam, dilimde öksüz tümceler.
Yine ılgıt bir bahar akşamında, yaralı kalbime 
iliştirdiğim çekinceler.
Bir yürek taşımı yine, suyu  bulanık bir nehir gibi.

Tarihi sırtına alıp, zamana direnen tarihi bir şehir gibi.
Biraz insanım işte!
Oyuncağı elinden alınan mızmız bir çocuk gibi.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi