AŞK NÖBETİ
Tanıdık bir sesle yüzüme vurur
Pencerenin kenarında duran
İçimdeki nedensiz yaprak dökümü
Eteğindeki taşlardan
İhaneti gördüm yalınayak
Takvimler hep orayı kovalar
Yemekten içmekten kesildim
Her kışın bir baharı var
Hayattan yine kaybettim
Heybemde binlerce kırık
Mezbahaya döndürdün yüreğimi
Yazık ettin ikimize de yazık
Ne var ki çağırır gözü yaşlı
Şu kızgın toprak
Sensizliği deler geçer bir ofla
Eskisi kadar kederli ve ıpıslak
Kalbime çöken bu kış hiç bitmeyecek gibi
Gamla kasvetle inersin çığlık çığlığa
Dilim bağlanır esirin olur
Kemiklerine kadar sağır yastığa
Yıllar geçip gidiyor
Yalınayak fısıltıyla
Saçlarıma düşürdüğün akları sayıyorum
Aşk yorgunuyum aşk yorgunu valla
Gözüme takılan görüntülerden eksiltir
Yaşadığım her gün belleğimdeki cismini
Senden dem vuran bütün aylar silik çekiyor
Kaderin eşiğine doğru götürüyorum çehreni
Kör etmiş gözümü bu aşk kör
Acısını ciğerlerime kadar hissediyorum
O hâlâ içimde
Aşk nöbetlerinden biliyorum