GEZİ YAZISI
Giriş Tarihi : 02-08-2023 16:25   Güncelleme : 24-08-2023 22:47

Antalya - Side Antik Kenti / Dilek Tuna Memişoğlu

Yazan: Dilek Tuna Memişoğlu -ANTALYA / SİDE ANTİK KENTİ

Antalya - Side Antik Kenti / Dilek Tuna Memişoğlu

ANTALYA / SİDE ANTİK KENTİ

Senenin bu döneminde Akdeniz ve Antalya bir hayli sıcak ve kalabalık oluyor.
Ama rotamız o yöne çevrilince karavanımızla düştük yollara.
Minik buzdolabına biraz kahvaltılık, içecek, su, ekmeğimiz de varsa tamamdır işte…

Antalya merkez fazla kalabalık.
Konyaaltı Plajı da karavancılar için eskisi kadar uygun değil.
Sakin halk plajları aramak için civardaki yerleri biraz dolaştık.

Eş dosta sorma, biraz internet bilgisi, biraz önceki deneyimler derken; uygun sahillerin kıyısında, ağaç altlarında konakladık, denize girdik ve tabii “ören yerlerini” gezdik.


 SiDE ANTİK KENTİ

Antik kentler içinde Side Antik Kenti en sevdiğim yerlerden.
Deniz, güneş, kum, doğa ve tarihin hepsini bulabileceğiniz belde Side…

Antalya’nın 80 km. doğusunda bir yarımada burası.
M.Ö. 7. Yüzyılda Lidya krallığının egemenliğine girmiş, Lidya Krallığı  yıkılınca Perslerin hakimiyetine girmiş.
İskender’in kurduğu büyük sikke basım merkezlerinden olmuş.
Daha sonra Helenistik dönem krallıkları arasında sürekli el değiştirmiş.
Doğu Pamfilya Metropolitliği’nin başkenti.

Ticaret ve Liman Kenti Side
Side Antik Kenti kalıntıları üzerinde 20. Yüzyıl başlarında Giritli göçmenler tarafından Selimiye Köyü kurulmuş.

Yunan, Lidya, Pers, Büyük İskender, Bergama Krallığı, Roma, Bizans dönemlerinin yapı özelliklerini bugüne kadar taşımış.

Temiz kumu, sahili, Antik Tiyatrosu, Apollon Tapınağı, tarihi kalıntıları, büyük görkemli kent kapısı, hamamları, agorası, eski evleri ve müzesi ile tarihi ve doğayı dolu dolu yaşayıp hissedeceğiniz bir belde...

Side Antik Kenti’ni iki günde gezmek mümkün
Önemli bir liman kenti
Hesychiup sözlüğünde buradan “Narlar Kenti” olarak bahseder.

Bölgede gezerken incir ağaçlarına da rastladık.
Tarihi yapılar arasında yeşillikler, ağaçlar gölgelik ve ferahlık veriyor yaz sıcağında…
 
SİDE ANTİK TİYATROSU

Bu karavan gezimizin haricinde Side’ye iki sefer daha gelmiştim.
O zamanlar da en çok “antik tiyatrosu”na hayran kalmıştım.
Bir akşamüstü Side Antik Kenti Tiyatrosu’nun basamaklarında otururken kendimi yine düşler ülkesinde gibi hissettim.


 Tiyatronun taşlarına akşam günü tek tek dokunup ışığını bırakıyordu.
Ne zaman gelsem bu tarihin sessizliğinde bir süre kalmak istiyorum.
Sahnenin üstünde, ardında yapılmış kabartmaları, heykelleri, süslemeleri incelemek.
Taşlara dokunmak.
Geçmişin sesine kulak vermek…

M.S. 11 yüzyılda yapılan 17 bin kişilik bu görkemli tiyatroda kim bilir ne oyunlar sergilendi, ne toplantılar, ayinler yapıldı.
Nice aşklara, sevdalara sahne oldu bu yapı.
Kimler geldi, kimler geçti bu basamaklardan.
Biraz kalıp düşlemeyi seviyorum.
Geçmişin ayak seslerini, ruh esintilerin dinlemeyi…

SİDE SU ALTI MÜZESİ
 
Side’de kaldığımız ikinci günün sabahında çocuklar Side Su Altı Müzesi’nde dalmak istediklerini söylediler.

Burası Türkiye’nin ilk su altı müzesi…

İlgili yerlerle görüştükten sonra, görevliler çocukları servisle,  konakladığımız yerden alıp, dalış noktasına götürdüler.
Limanın hemen yakınındaki müzeye ilgi bir hayli fazla.

Uzman hoca dalgıçlarla çocuklar su altına dalıp, orada tarihi eserler arasında eşsiz bir deneyim yaşadılar.
Çıkınca anlata anlata bitiremediler.

Sabahtan öğleye devam eden bu maceranın ardından hep beraber Apollon Tapınağı’nı gezdik.
 
APOLLON TAPINAĞI

Side’de denize hakim bir tepenin üzerinde tarihi kalıntıların arasında yürürken bir anda önümüze tüm görkemiyle çıkıyor Apollon Tapınağı…

Bazı sütunları bazilika yapımında kullanılıp sökülse de kalan kısmı bile etkileyici.
Sütunların üzerindeki kabartmalar göz alıcı.

Roma Barışı döneminde inşa edilen iki tapınaktan biri.
Adını ışık, güzellik ve sanat tanrısı Apollon’dan almış.

Tapınak kalıntıları ile Side yerleşim yeri iç içe geçmiş. Bir yandan tarihi izlerken, diğer yandan evlerin arasındaki sokaklarda geziniyorsunuz, dükkânlardan alışveriş yapıyorsunuz.

Hemen aşağıda uzanan tertemiz incecik kumlu sahilinde  güneşlenip,  denize girebiliyorsunuz.

SİDE MÜZESİ

Türkiye’de bir köyde açılan ilk müze Side Müzesi…

Antik Kent içindeki Side Müzesi’ne giriş ücretli.
Müze Kartınızın olması avantajlı oluyor.
Roma dönemine ait agoranın karşısındaki antik hamam restore edilerek müzeye dönüştürülmüş.
 
Burada, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kazılardan çıkan eserler sergileniyor:
Heykeller, kabartmalı lahitler, mezar stelleri, yazıtlar, sunaklar, amforalar, sütun başlıkları ve özellikle sikkeler.
Side sikkeleri…

Biz müzeden çıktığımızda akşam olmak üzereydi. Bahçesindeki ağaçların altında biraz soluklandık.
Bahçenin güzelliği tavus kuşunu sevdik. Tüylerini açıp kapamasını, görkemli renklerini izledik.
Sonra denize karşı nefis bir gün batımının eşliğinde antik yoldan yürüyerek karavanımıza ulaştık.

Nar diyarı Side’den biriktirdiğimiz bolca tarih, doğa gezi anısıyla ayrıldık.
Sizlerin de yolunuz düşerse mutlaka gezin bu güzel beldeyi.
Rotanıza eklemeyi unutmayın. Yurdumuzun bir başka diyarından bir başka karavan yazısında görüşünceye dek hoşçakalın.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi