DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Giriş Tarihi : 27-04-2023 13:48

Yazmak İyi Hissettiren Büyülü Bir Anahtardır

Yazmak hem kendi bilinçdışımızın hem de kollektif bilinçdışımızın esrarengiz kapılarını aralayan büyülü bir anahtardır... Kendimizi yazıya bıraktığımız zaman âdeta trans hâline geçer, benliğimizi derin uykusundan uyandırır, bambaşka bir bilinç boyutunda içimizi dökeriz. Çoğunlukla bu durum yazma aşamasının ortalarında başlar... 

Yazma sürecimiz sona erdiğinde veya aradan bir mühlet geçtiğinde ise hayretler içinde kaldığımız zamanlar olur. Bu durum bazen yazma sürecimiz bittikten epey sonra gerçekleşebilir. Kendi kendimize bilinçli bir hâlde şu soruyu sorarız: 

“Bunları ben mi yazdım?” Sanki bir başkasının iradesiyle yazmışızdır... İşte yazma sürecimizin ta kendisi esrarengiz bir keşif yolculuğudur. Bu keşif yolculuğu ruhumuza iyi gelecek, psikolojik iyi oluşumuza katkıda bulunacak cinstendir.

İster içimizi doğrudan, serbest yazıyla dışa vuralım bir başka deyişle düşünmeden planlamadan o an ne geliyorsa o şekilde yazalım istersek de dolaylı olarak yani öykü, deneme, anı, şiir vb. kurmaca metinler çerçevesinde; hepsi hem kendi hem de kollektif bilinçdışımızın esrarengiz kapılarını aralar... Buradaki asıl meselemiz, büyülü anahtarımız yazmaktır...

Yazarken farkında olmadan bilinçdışımızın derinliklerine diri diri gömdüğümüz her ne varsa onların yüküyle zincirlenip ağırlaşan, nefes alamayan ruhumuzu azat etmeye başlarız... 

Bastırdığımız travmatik yaşantılarımızdan tutun da bizi zorlayan tüm yaşantılarımıza değin ne varsa onların yükünü doğrudan ya da dolaylı yollarla yazarak içimizden atıp onlardan arınma olanağı yakalarız...

Sigmund Freud’un söylediği üzere, “Batırılmış olan geri döner.” Bilinçdışımızın derinliklerindeki bastırdıklarımız bazen ruhsal bazen de bedensel hastalıklar kimliğinde bazen de ruhumuzu kemiren birtakım içsel huzursuzluklarla geri döner... 

Neredeyse ruhumuza can çekiştirir. Nihayetinde biz insanlar yaradılışımız gereği anlatma ve anlamlandırma gereksinimi duyan varlıklarız. 

Anlatamadıklarımız, anlamlandırmadıklarımız bizi içten içe yer bitirir. Yazarak anlatmak kendimizi dışa vurmamızın, anlamlandırmamızın etkili yollarından birisidir. Çünkü biz insanlar yazarak anlatırken bilişsel, sezgisel becerilerimiz anlamlandırma sürecimizden devreye girer. Yarım kalmışlıklarımızı tamamlamamıza, yaşamımızdaki sorunlara içsel rehberliğimizde çözümler bulmamıza, duygularımızı ve türlü düşüncelerimizi dışa vurmamıza yardım eder.

Bununla da kalmaz uzun vadede yaşamımızdaki sorunlarımızla baş etme ve onların üstesinde gelmemize katkıda bulunur. Bu sayede pek çok ruhsal ve bedensel hastalığın önüne geçebiliriz. Bir nevi koruyucu kalkanımızdır yazmak...

Şayet herhangi bir psikolojik hastalığınız yoksa bu yazımda bahsettiğim işlevleri gerçekleştirebileceğiniz, kendi kendinize yapabileceğiniz “Yazıyla Terapi” uygulaması olarak benim sizlere tavsiyem; içinizi ısıtan renklere ve dokuya sahip bir defter edinin ve her sabah uyanır uyanmaz veya uyumadan hemen önce birkaç sayfa yazın... İçinizden her ne geliyorsa... Bu yazma sürecinizde de imlâ kuralları, anlatım bozuklukları gibi eleştirel yanınızı ortaya çıkaracak konuları göz ardı edin. Saçma sapan da gelse size yazın. 

Kendinizi kâğıda, kaleme bırakın... Birkaç sayfa veya on beş dakika başlangıç ve yazma alışkanlığı kazanmanız için yeterli olacaktır...

Her gün bunu yaptığınızda yazımda bahsettiklerime ilaveten kişisel ve ruhsal gelişiminize katkı sağlayacaksanız...

Belirtmem gerekir ki Psikolojik bir hastalık tanınız varsa yazma sürecinizde destek aldığınız Psikolojik Danışman, Psikolog, Psikiyatrist gibi ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlara bu uygulamanın mevcut durumunuza uygun olup olmadığını danışın lütfen olur mu?

Sözümü sonlandırmadan söyleyeyim, başka yazılarımdan birinde yazmanın kollektif bilinçdışımızın esrarengiz kapılarını aralamasına değineceğim... Hani Netflix'teki “Zeytin Ağacı” dizisiyle gündeme gelen “Aile Dizimi”, “Kollektif Bilinçdışı” ve “Yazmak” ilişkileri üzerine...
Yazıyla kalın. 
En içten sevgilerimle...

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA