DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Giriş Tarihi : 28-11-2023 19:27

İyileşmek Kabullenmekle Başlar

Karşımda boylu boyunca uzanan engin deniz… Çalkalanıyor lodosla gri… Görünen o ki nereye varacağını kestiremediğim akıntılara kaptırmış kendini… Sanki hiç dinmeyecekmiş gibi… Tabiat vermiş anlaşılan çoktan hükmünü… Deniz âdeta biçare… Durulmak mümkün mü sahi bazen ha deyince… Bir müddet çalkalanarak altı üstüne gelmeli ki durulsun… Durulmakla kalmasın, içindeki çer çöpten arınsın… Arınsın ki yeniden doğsun küllerinden Anka misali…

Nihayetinde denizler durulmaz dalgalanmadan… Bu durum yalnız ne denizlere ne de tabiata özgü…  Ruhumuz için de geçerli… Yaşam olayları bazen beklentilerimizden, kontrolümüzden bağımsız bir şekilde meydana gelir… Halbuki biz insanlar yaradılışımız gereği isteriz ki her şey bizim kontrolümüz ve planlarımız dâhilinde gelişsin…

Belirsizliğe tahammül etmekte zorlanır, çoğunlukla yaşamın bu gerçeğiyle karşı karşıya kalma ihtimaliyle bile gereğinden fazla kaygılanarak yaşamı kaçırır, öyle ki beklentilerimize saplanarak psikolojik sağlığımızı tehlikeye atar hâle geliriz… Oysa bazı olaylar ile durumların yalnız ve tamamen bizim kontrolümüzde olmadığı gerçeğini kabullenmeliyiz.  Çünkü yaşamın da bir tabiatı var.  Evet, yaşam her daim durgun bir su misali değil…

Acısıyla tatlısıyla, neşesiyle hüznüyle ve aradaki rengârenk duygularıyla bir bütün… Yaşamda kontrolümüz dâhilinde olan ve olmayan şeyler var…

Her şey biz insanlar için ve biz zorlu olaylarla durumlar karşısında sandığımızdan çok daha güçlü varlıklarız. Çünkü yaradılışımız böyle… Derler ya hani üstelik: Allah, dağına göre kar verir... Öyle… Bir düşünün insanlar her nasılsa sevdikleri bu diyardan göç ettiğinde bile zamanla acısıyla birlikte yaşamayı öğreniyor… Katlanamam, dayanamam, taşıyamam dediği onca acının ve zorluğun üstesinden geliyor… Siz de bakın bir geçmişinize, birkaç sene önce ruhunuzda kopan fırtınalar aynı şiddette mi? Azıcık da olsa dinmedi mi? Öyle ya da böyle çoğunlukla yaşama tutunarak kaldığınız yerden bir şekilde devam ettiniz… O fırtınalarda yemeden içmeden kesilseniz dahi günü geldi yemek yerken tat aldınız, gülmeyi unutmuşken gülebildiniz… Esasen acıyı çeke çeke tüketerek onu bir parçanız hâline getirip onunla bütünleşerek güçlendiniz. Yaşadıklarınızı unutmasanız da onlara rağmen ve onlarla yaşama tutunabildiniz… Bir başka ifadeyle dalgalandınız ve duruldunuz...

İçinizdeki çer çöpten kurtuldunuz… Kim bilir onları inciye dönüştürdünüz, yaşamınızın hazinelerine kattınız… Böylece arındınız… Belki günü gelecek yine dalgalanacak yeniden durulacaksınız…

Bilmelisiniz ki her seferinde daha güçlü bir şekilde küllerinizden doğacaksınız Anka misali…

Ağır psikolojik hastalıklar yoksa şayet, iyileşme farkındalığın da ötesinde başımıza gelenleri, kendimizi, yaşamı kabullenmekle başlar… İçten içe kabullenmekle… Her şeyi günahıyla sevabıyla, iyisiyle kötüsüyle… Olduğu gibi… Sakın ola kabullenmenin onaylamak anlamına gelmediğini aklınızdan çıkarmayın...

Uzun lafın kısası; yaşamın tabiatını ve yaradılışımızı, dalgalanıp durulacağımızı, bu sayede arınıp küllerimizden doğacağımızı, her şeyi kontrol edemeyeceğimizi, belirsizliklerle baş etmemiz gerektiğini, zorlu yaşantılar karşısında sandığımızdan çok güçlü olabileceğimizi kabullenmeliyiz… Acı çekmeyi göze alma korkusunun bazen acıdan daha çok canımızı yaktığını da…

Sevgiyle, sağlıcakla kalın…

***

Yazıyı sesli dinlemek için görsele tıklayınız 

NELER SÖYLENDİ?
@
Ezgi Yaz 5 ay önce
Ne de güzel ifade ettiniz… “Yaşanmışlıklarımız bizi güçlendiriyor.” Gönlünüze sağlık. Candan yürekten çok teşekkür ederim.
Ümmügülsüm Hasyıldırım 5 ay önce
Ne kadar da doğru. Biz ben olmazsam dünya duracak zannederken hayat acısıyla tatlisiyla akıp gidiyor. Yasanmislilkarimiz bizi güçlendiriyor. Teşekkürler
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA