DENEME
Giriş Tarihi : 03-11-2023 14:46

Telafisi Yok / Ümmügülsüm Hasyıldırım

Ümmügülsüm Hasyıldırım - TELAFİSİ YOK

Telafisi Yok / Ümmügülsüm Hasyıldırım

TELAFİSİ YOK

Öylesine yaşadığımız şu dünyanın, bizlere hediye edilmesinin hikmetini nedense düşünmek istemeyiz. Ya da akledemeyiz. Kendimizin zannettiğimiz hayatımızı yine kendimize dikte ederken "benim" mantığından bir türlü çıkamayız. "Vaktim yok" deriz bize aitmiş gibi. O vaktin sahibine şükür yerine, nankörlüğü tercih edermiş gibi.

Telafisi olmayan tek şeydir zaman. Gider, geri gelmez. Bazen "Keşke o anları geri alabilsem" deriz ama artık vakit çok geçtir. Önüne bakma vaktidir.

Ömür de öyle. Coşkuyla kutladığımız her gelen yeni yıl, bizden ömrümüzü götürür. Ve biz biten ömrümüzü coşkuyla kutlarız. Ölüme, Huzurullah'ta hesap vermeye hazırmış gibi.

Dişimiz dökülür, saçımız ağarır, belimiz bükülür ama biz geçen zamanı tolere etmek istercesine, dişçilerde, kuaförlerde zaman geçiririz. Kırışan çehremizi botoks yaptırarak ömrü geri getireceğimizi zanderiz. Öldürdüğümüz zamanı geri getirebilecekmiş gibi.

Hani bazen sorarız birbirimize "Dünyaya yeniden gelmiş olsaydın ne isterdin" diye. Eğer pişmanlıklarımız varsa "Dünyaya bir daha gelsem..." cümleleri kurulur peyderpey. Ama hayat ne kadar yenilenirse yenilensin, hata kula göredir. Bin defa gelsen, pişman olsan yaptıklarına, binbirincide yine hata yaparsın. Çünkü insan, yanılgılarıyla insandır.

Sonu olmayan bu gezegende, ebediyete olan yolculuğumuzun durak yeridir dünya. Sınav yeri. Bu yolculuğu kâra çevirenler de olacak, zarar edenlerde. Kaybedenler ve kazananlar. Terazide denge.

Ya hayatımızı ebed yokmuş gibi şevk içinde yaşayıp harap edeceğiz veyahut aşkla Hakk'a dayanıp güllerin, lalelerin hakim olduğu adı Cennet olan mekanlara talip olacağız.

Güzelliklerin, sevginin, saygının huzurun hakim olduğu; mutluluğun, neşenin sonuç olduğu bir sona talip olmak hakkımızsa gereğinde kalmak mantıklı olsa gerek.

Telafisi olmayan zamanı yaşarken seçimlerimiz ya bizi âli eder ya da iki cihanı beri eder. Yahya Kemal Beyatlı'nın dediği gibi;
“Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül,
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül.”

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi