DENEME
Giriş Tarihi : 10-11-2022 19:25

Ogün...

Yazan: Hamiyet Su Kopartan -OGÜN

Ogün...

OGÜN 

Üç kıtaya hükmeden koskoca bir medeniyetten geriye bir avuç toprak kalır. Kalan o toprak da kan gölüdür. 

Harita içinde haritalar çizilir. İstanbul'u İngilizler, Karadeniz'i Ruslar, Doğu Anadolu’yu İtalyanlar, Akdeniz'i Fransızlar, Batı Anadolu’yu Yunanlar işgal eder. 

Padişahın eli kolu bağlı, Mustafa Kemal'i görevlendirir Anadolu’da direniş hareketlerini başlatması için, yanına da bir miktar altın verir. Kurtuluş Savaşı direnişin sembolü. 

Kurtuluş Savaşı’yla ilgili birçok acı hatıralar anlatılır, birçok hatırayı hepimiz de biliriz.

Yunan askerleri güzel bir genç kızı gözlerine kestirir. Kız kaçar, askerler kovalar. Kız terk edilmiş bir ev bulup saklanır. Askerlerin ateş açmasına kız da silahıyla karşılık verir. Askerler beklemeye başlarlar, aç susuz çok dayanamaz, nasıl olsa çıkar diye düşünürek birkaç gün beklerler. En sonunda evi yakmaya karar verirler. Kızın can havliyle kendini dışarı atacağını zannederler; fakat zannettikleri gibi olmaz. Kızın da evle beraber cayır cayır yanmasına şaşırırlar ve bu hatırayı yıllar sonra vicdan azabı duyan Yunan askeri yazar.

Birçok kişi biliyordur zaten, benim çok etkilendiğim bir hatıra bu. Herkesin etkilendiği hatıralar farklı olabilir. 

Bugün Türk Kadını ay yıldızlı al bayrak altında güvenle dolaşıyor; namusu, şerefiyle alnı açık, başı dik yaşıyorsa bunu Atatürk ve silah arkadaşlarına borçludur. 

Aziz milletimizde minnet duygusu o kadar fazla ki 10 Kasım'da doğan çocuklarına ad koymaya utanıp Ogün diye geçiştirirler, o gün ölenin acısı hâlâ yürekleri yakarken o gün doğan çocuklarına sevinemezler bile, Ogün olmak hem ayıp hem gururdur çünkü. 


    

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi