KASIM
Bu koca yılın son Kasımı'da
son yaprağını döküp gidiyor artık...
Her yıl göçüp giden kuşlar gibi,
kaybolan değerler gibi...Giden eski
insanlar gibi..
Mevsim kış günler kısaldı. Eskisi gibi
güneşin sıcaklığı da yok artık.
Tıpkı İnsanlar gibi o da çok soğuk...
Bu günler de kara bulutlar dolaşıyor yine başımın üzerinde.
Eski insanların sıcaklığını özlüyorum.
Komşu komşunun
külüne muhtaç olurdu ya hani, o külü de komşuda bulurduk ya işte
değişen mevsimler gibi insanları da bozuldu artık dünyanın..
Uzun zamandır, kimse komşusunun kapısını çalamaz oldu. O yüzden mi komşunun külünü de unuttuk hepimiz.
Tıpkı unuttuğumuz birçok değerlerimiz gibi. Komşuda taziye varken açmazdık evdeki televizyonu, iptal ederdik varsa düğünümüzü.
Ağlardık biz de üç beş gün komşuyla beraber. Hani diyorum ki: Acıyı
da mı bozdular?
Bozulan insanlar gibi. Şimdi ise
Elimizde ne ar kaldı ne de haya...
Kasım gibi insanlar da son yaprağını döküp kuşlar gibi göçüp gittiler elimizden..
Biliyor musunuz
bu ayrılıklar hiç benim yüreğime göre değil.
Toplasam diyorum yaprakları yeniden
kuşlar gibi eski insanlar da gelir mi acaba? Dökülen her yaprağa, kaybolan her değere, canım sıkılıyor işte benim..
Toplayıp yeniden yaprakları dallara koyasım geliyor.
Tek tek kapıları çalıp komşu külünüz var mı?
Ne bileyim işte böyle diyesim geliyor..
En çok da tek tek düşen yapraklara ve bize has olan kaybettiğimiz, değerlere canım sıkılıyor. Mevsim mi bozuldu?İnsanlar mı bozuldu?
Vel hasıl özümüzü bozdular işte...
Kasım gibi eski insanlar da kepengi kapatıp çoktan gitti bu dünyadan.
Kasımın soğuğu gibi soğuk işte
şimdiki insanlar da...