KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 27-06-2022 13:33   Güncelleme : 17-08-2022 00:40

İki Kitap: Define ve Kan Damlası

Yazan: Hakan Cucunel - İKİ KİTAP: DEFİNE ve KAN DAMLASI / MEHMET RAUF

İki Kitap: Define ve Kan Damlası

İKİ KİTAP: DEFİNE ve KAN DAMLASI / MEHMET RAUF 

MEHMET RAUF 
Define ve Kan Damlası

Türk edebiyatında pek çok edebi türün başlangıcı Tanzimat dönemidir. Fermanın siyasi ve ekonomik olarak Osmanlı Devletine getirdiği yıkım bambaşka bir konudur. Ancak bu dönem edebiyatımız açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

Dönemin sanatçıları gidip çeşitli alanlarda Paris’te eğitim alırken oranın edebiyatını da tanımışlardır. Bu edebiyatın içinde oluşan türleri kendi edebiyatlarında da oluşturmak istemişlerdir. Bu dönemin sanatçılarına ve verdikleri eserlere baktığımzda; çoğunun her hani bir türde özelleşmediğini görürüz. Hemen hepsi Avrupa edebiyatında tanıdıkları her türde eser vermiştir.

Örneğin Namık Kemal’i Vatan Şairi olarak biliriz ama sanatçı, roman, eleşiri, tiyatro gibi türlerde de yazmıştır. Diğer sanatçılar da genel olarak Namık Kemal gibi davranmıştır. Onlar için tiyatronun yeri ayrıdır. Halkın eğitilmesi için bu türü bir kurtarıcı gibi görmüşlerdir. Bu nedenle dönem eserlerinin dilleri, diğer türlere göre daha sadedir. Bunda, sanatçıların tiyatroya yükledikleri anlam belirleyicidir.

Serveti Fünun romanında herkesçe bilinen ve okuyanlar için de değeri teslim edilen EYLÜL romanını yazan Mehmet Rauf’un Define ve Kan Damlası romanları pek bilinmiyordu. Hatta ders kitaplarında da bu eserler pek geçmezdi. İş Bankası adları olan ama baskıları olmayan bu eserleri yeniden basarakTürk Edebiyatına önemli bir hizmeti gerçekleştirmiş.

Mehmet Rauf’un en iyi olduğu konu genelde aşk’tır. Ama sanatçı polisiye türünü de denemiş. Kendi dönemi içinde değerlendirildiğinde bu romanlar hiç de başarısız sayılmazlar. Elbette Eylül’deki anlatım derinliği, psikolojik tahlil derinliği yoktur. Metinler kısa tutulma kaygısıyla kişiler tam anlamıyla derinleşmemiştir. Ancak bu türü denemesi açısından okunmaya değer romanlardır.

2. Hamit de polisiye-cinayet romanlarına düşkünlüğü ile bilinir. Tanzimatçılar, Avrupa’da ilgi gösterilen bu türleri denemişler ve öncülük etmişlerdir. Takip eden dönemlerde, Cumhuriyet döenminde Peyami Safa’nın yarattığı “Cingöz Recai” ve Kemal Tahir’in “Mayk Hammer” i de yine Tanzimatçıların öncülerinin birikimleri ile gelişmiştir diyebiliriz.

Sonuçta dönemlerini tanımak açısından da bu romanların önemleri herhalde tartışılmaz.

 Eserleri okurken “sevişmek” sözcüğünü insanların birbirlerine duydukları sevgi anlamında kullandıklarını görürüz. Bu sözcük bu anlamıyla Cumhuriyet döneminde de bir süre kullanılmıştır. O dönemde kullanılan parfümler, eğlence yerleri ve anlayışı, esnaf dialogları, kullanılan ilaçlar da eserlerde geçiyor. Örneğin: Define romanında 2. Hamit’in Ermeni ayrılıkçılarına olan yaklaşımını da okuruz. Bilindiği gibi Hamit, Ermeni Komitacılarına karşı önlem olarak Hamidiye Alaylarını kurmuştu. Yine dönemin Avrupa destekli Ermeni komitacıları padişahtan nefret etmektedirler ve hatta 2. Hamit onların yaptıkları suikastlerden birinden şans eseri kurtulmuştur.

Metinlerde “tir tir titremek” olarak kullandığımız değimin yerine “sakır sakır titremek” biçiminin kullanıldığını görürüz. “Kahvaltı yemek” , kahvaltı etmek yerine kullanılır. “Lokman Ruhu” sık geçer ki artık böyle bir ilaçtan haberimiz yoktur.

Kısaca dönem romanlarını okumak , o döneme yapılan kısa bir yolculuğu andırdığı için lezzet kazanır. Mehmet Rauf’un bu iki kısa romanı, Polisiye türünün erken türlerini okumak bakımından eğlenceli kabul edilebilir.

 

Truva Edebiyat Dergisi

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi