CAHİL BİR ŞAİR OLSUN BENİM ADIM
Hani küçükken okulun zil seslerini uzaktan duyar,
Nasıl imrenirdik hep.
Renkli silgilerin kokusuna,
Hikâye kitaplarına
İmrenerek bakardık
Siyah önlük, dantel yaka giyen komşunun kız çocuğuna…
Hani diyorum ki;
Biz de okusaydık keşke…
Biz hiç vurmadık kimsenin yüzüne okumuş cahilliğini.
Utandık!..
Siyah önlükten başka bir rütbemizin olmadığını kimselere söyleyemedik.
Çünkü yaşamın acımasız kuralları vardı hep.
Diplomasıyla beslenen kişiliklerin
Kenarından, kuytusundan geçemedik biz...
Çarptılar acımadan yüzümüze
Hayat boyu siyah önlük rütbemizi.
Taş arasında sıkışarak büyüdük de
Üşenmedik, yılmadık, yıkılmadık.
Kimsenin sırtını sıvazlamadık...
Hayatın en başında doğar doğmaz
Öğrendik biz hayatın içinden.
İlk öğretmenimiz anne babamızdı bizim.
Sevgiyi anneden, saygıyı babadan öğrendik.
Büyüklere hürmeti, edebi/adabı
Biz daha çocukken öğrendik...
Bana söylenen her şeye ‘eyvallah’ etmem de
Yaratılana 'Yaradan’dan' dolayı ses etmem.
Böyle doğdum, ölene dek aynı kalacağım.
Sen kendini ne sanıyorsan,
Varsın cahil bir şair olsun benim adım
Ve öldüğümde de varsın böyle anılsın
Adım…
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu