KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 09-09-2022 03:13   Güncelleme : 09-09-2022 03:24

Bir Kitap: Oyalı Kâse / Ayfer Güney

Yazan: Hamiyet Su Kopartan - BİR KİTAP: OYALI KÂSE / AYFER GÜNEY

Bir Kitap: Oyalı Kâse / Ayfer Güney

BİR KİTAP: OYALI KÂSE / AYFER GÜNEY 

Roman, Fatih Sultan Mehmet Han döneminde Şumnu’da kahraman anlatıcı Radko ile başlıyor. II.  Bayezid döneminde Edirne’de bitiyor. Bu arada Bulgaristan’dan Viyana’ya gidip geliyoruz, Amasya’yı dolaşıyoruz.

İnsanın ruh sağlığı bozulduğunda akıl ve vücut sağlığı da bozuluyor. Çeşitli sebeplerden sağlığını kaybeden insanların şifahanede şifa bulması ve tamamen iyileşmesinin her hastanın isteği, gayreti, çabası ve inancına bağlı olduğu, herkesin kendi karanlığını kendisinin aydınlatması gerektiği gözler önüne serilmiş.

Romanın asıl konusu şifahanede şifalanan hastalarken asıl konuyu destekleyen birçok hikâye, balık kılçığı şeklinde anlatılmış. Bu hikâyeler içinde bir romanın olmazsa olması aşk hikâyesi de romanı süslemiş. Müslüman Türk kızının aşka bakışı, aşkı, nahif, içli ve derinden hissetmesiyle haram helal çizgisine dikkat çekerek aşkın neden yüce bir duygu olduğu vurgulanmış. 

Romanda algıda seçiciliğine göre her okuyanın etkileneceği, gönüllere dokunan birçok hikâye var. Kendilerine yüz çevirse de görevini ve canını tehlikeye atarak Radko’yu Viyana’daki manastırdan kaçıran Selim ve Hasan’ın samimiyeti, dostluk ve vefası bölümünü gururlanarak duygulanarak okudum. Aklını ve gönlünü vererek sevdiği işi yapan iki gencin, oyalı kâselerde buluşmasından çok etkilendim.

Aynı hastalara anda yapılan müdahalelerde Osmanlı Devleti’nin neden Devlet-i Âli Osman olduğu, hamasete ve abartıya kaçmadan anlatılmış. Osmanlı Devleti’ni Devlet-i Âli Osman yapan eğitimi, adaleti, ilmi ve dinidir.

Şifahaneye giren taşlar, otlar, sular özenle seçilip işlenir. Hekimler, eczacılar, hasta bakıcılar ve tüm çalışanlar çeşitli testlerden geçip seçilmiş kişilerdir. Devlet-i Âli Osman'da ehliyet ve liyâkatin önemi sık sık vurgulanır. 

Romanın sonundaki kaynakçada belirtilen kitaplara bakılırsa aylar, belki de yıllar süren titiz bir araştırma sonucu edinilen bilgi birikimi görüyoruz. Tarih, coğrafya, tıp,  psikoloji, psikiyatri, eczacılık, musiki alanlarında sağlam gözlem ve tespitler var.

Yazarın geleneksel Türk sanatları içinde meddahlıktan, hattan, ebrudan ve tekniklerinden bahsetmesi beni romanın içine çekti. Güllere ve gülden yapılan sirke, şerbet, sulara ilgi duyduğum ve araştırdığım için o bölümleri daha dikkatli okudum. İlgi alanlarıma bu kadar yakın bir romana ilk defa denk geldim.

Romanda, günümüz Türkçesine özen gösterilmekle beraber o dönemdeki tabirlerde Osmanlı Türkçesini ve uygun ifadelerle izahını bulduğumuz sade bir dil kullanılmış. Anlatımda akıcılığı ve duruluğu engelleyen unsurlar olsa da genel olarak sürükleyici. Kurgusu çok başarılı, realist bir roman Oyalı Kase. 

İlgiyle, merakla, zevkle okudum. Gönül ister ki sıradan olmayan bu romanı herkes okuyabilsin. Kitap okuma alışkanlığının düşük olduğu ülkemde bunun imkânsız olduğunu biliyorum. Kitap okuyanların bir bölümünün roman okumayı gereksiz gördüğünü ve vakit kaybı olduğunu düşündüğünü görüyorum. Roman okumayı sevenlerin de kitabın ebadı yüzünden gözünde büyütebileceğini tahmin ediyorum. İstiyorum ki bu sıradan olmayan roman, herkesin kalbine dokunsun. İnşallah iyi bir senaristin eline geçer de sinema filmi olarak herkes seyreder ve roman, Türk edebiyatının klasikleri içinde yer alır.

Oyalı Kâse’yi Türk edebiyatına kazandıran Ayfer Hanım’ı tebrik eder, nice işçilikli romanlarını beklerim.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi