KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 12-09-2022 03:53

Bir Kitap: Kurt Kanunu / Kemal Tahir

Yazan: Betül Eren - BİR KİTAP: KURT KANUNU / KEMAL TAHİR

Bir Kitap: Kurt Kanunu / Kemal Tahir

BİR KİTAP: KURT KANUNU / KEMAL TAHİR 

Çok sevdiğim bir yazarın Kemal Tahir’in "Kurt Kanunu" adlı kitabını tanıtmak istiyorum sizlere.

Kemal Tahir, benim geç keşfettiğim ama çok sevdiğim bir yazar. "Esir Şehrin İnsanları", "Esir Şehrin Mahpusu" ve "Yol Ayrımı" adlı üçleme kitabıyla tanımıştım onu. Daha sonra da "Devlet Ana" ve "Yorgun Savaşçı" ile yazarı keşfetmeye devam etmiştim. Ayrıca gayet ustalıkla ve duru bir şekilde dilimizi kullanışına da hayranım Bu kitap, aslında tarihimizin biraz da gizli kalmış bir yanına parmak basıyor. 1926 yılında Atatürk’e düzenlenmek istenen başarısızlıkla sonuçlanmış suikast girişimini anlatıyor.

Biraz kurgu, biraz gerçek arasında gidip gelirken, hem kızıyor, hem de okumaktan vaz geçemiyorsunuz.

Roman üç bölümden oluşuyor. "Kanlı Tuzak", "Sürek Avı" ve "İnsanlık Sorunu". Romanın kahramanları; Abdülkerim, Kara Kemal ve Emin Bey. Özellikle kitabın son kısmında Emin Bey’in yaşadıkları karşısında yaptığı iç muhasebesi, aslında İttihat ve Terakki’nin ileri gelenlerinden olan Kara Kemal’in sanki Marksist felsefeyi çok da benimsermiş gibi düşünceleri, halkla aydınların arasında nasıl da uçurumun açıldığı, özellikle Gurbet Halanın düşündükleriyle anlatılmaya çalışılıyor.

Kara Kemal ve Emin Bey’in kendi aralarında yaptığı siyasi ve iktisadi sohbetler bizlere başka bir bakış açısı sunuyor. Meşhur Kurt Dansından esinlenerek, “Kurtlukta düşeni yemek kanundur…” sözleri, ister istemez, düşmeselerdi ne olurdu diye düşündürüyor.

Öyle güzel cümleler vardı ki okurken, ister istemez takılı verdim onlara ve bir kaç tanesini paylaşmak istedim: 

“Doğruymuş meğerse, çokluğun bir yerde yokluğa kavuştuğu…”

“Kabadayı… Ne demek kabadayı? Kendini savunamadığından kabalığa sığınıyor demek. Kabalık…Türkçesi hayvanlık. Ancak insan dayanır zor yerde…”

“Çocuk yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi beşten sonra yargılar, sonra da bağışlar…”

“İnsanoğlunun dünyada başvurduğu en umutsuz, en aptalca iş sorumluluktan kaçmaya çabalamasıdır. Çünkü sorumluluktan kaçması, insanın kendine ve topluma karşı işleyebileceği en sefil suçtur.”

“Suç ne kadar büyükse, çekilecek cezanın da o kadar büyük olması gerekir.”

“Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.”

“Bir yerde okumuştum: Bir kötülüğü uzun boylu aklımızdan geçirmemiz, işlememizle birdir.”

Bitirdiğimde; “İyi ki diye düşündüm, iyi ki bu suikast girişimi başarılı olmamış. İyi ki… Yoksa kim bilir nasıl bir kaos beklerdi bizi?”

Daha çok anlatabilirdim kitabı ama bence okuyarak anlamaya çalışmanın daha güzel olduğunu düşünüyorum.

Ben beğendim, tavsiye ederim…

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi