KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 26-01-2024 16:32   Güncelleme : 26-01-2024 19:10

Bir Kitap: Başkan Babamızın Sonbaharı / Gabriel Garcia Marquez

Yazan: Mutlu Akçay -BİR KİTAP: BAŞKAN BABAMIZIN SONBAHARI / GABRİEL GARCİA MARQUEZ

Bir Kitap: Başkan Babamızın Sonbaharı / Gabriel Garcia Marquez

BİR KİTAP: BAŞKAN BABAMIZIN SONBAHARI / GABRİEL GARCİA MARQUEZ

Bir diktatörün ve zorbalığının hikayesi…

Asrı geçen uzun ömrü ve halka uyguladığı tüm işkencelere rağmen dalkavukların, yalaka ve çıkarcıların peşinden ayrılmaması, milletin sesini çıkaramaması hatta zorla sevgi gösterilerine zorlanmalarını anlatan hikayede diktatörün sadece keyfi olarak tarihleri değiştirdiğine, piyango çekilişlerinde yapılan hilelere (çok tanıdık değil mi) ve bilet sahibi kişilerin ortadan kaybolmalarına şahit olacaksınız.

Sadece bunlar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Diktatör, tam bir cinsel sapkındır ve yüzlerce gayri meşru çocuğu vardır. Sadece bir tanesini sahiplenip vaftiz ettirerek tek veliahtını ilan eder. Ancak kaderin cilvesidir ki, düşmanlarının bizzat yetiştirdiği canavar köpekler tarafından tek nikahlı eşi ve tek nüfusuna geçirdiği çocuğu
parçalanarak öldürülür.

Zalim diktatör, annesine çok bağlı, annesini çok seven, onun için her şeyi yapan bir portre çizer. Böyle bir zalimin annesi ile olan bu duygusal bağı ve mazlumluğu okuyucuyu adeta ikilemde bırakmaktadır.

Karısı ve çocuğunu kaybeden diktatör, annesini de kaybeder ve daha da derin yalnızlığa düşer.

Marquez, bu romanda evrensel bir diktatör portresi çizmiştir. Kitabı okuyunca, tüm diktatörlerin birbirlerine ne kadar da çok benzediklerini görüyorsunuz.

Kitap çok zor ilerleyen bir roman. Tek bir cümle, sayfalarca sürebiliyor ve noktadan çok, virgül ve noktalı virgül kullanıldığından dolayı kompleks cümleler bitmek bilmiyor adeta. Dinlene dinlene okumanız gerekmektedir. Bazen birkaç sayfa geri giderek de tekrar okumanız gerekebilir.

Ölüm döşeğinde olan diktatör, kitap boyunca bir türlü ölmüyor sürekli zaman ve mekanlar, kişiler, konular zamanda yolculuk olarak değişirken, anlatım dili bazen birinci kişi ağzından bazen üçüncü kişi ağzından anlatıldığı için okuyucuyu yormakta. Ve sonunda roman, diktatörün ölümüyle sona ererken okuyucu olarak siz de ölüp ölüp diriliyorsunuz roman boyunca ve nihayet diktatör ölüp roman bitince siz tekrar hayata dönmüş ve romanı bitirebilmiş olmanın gururunu yaşıyorsunuz.

“Yüzyıllık Yalnızlık” ve “Kolera Günlerinde Aşk” romanından sonra yazarın okunması zor olan üçüncü romanı olma özelliği taşıyor.

Her şeye rağmen,  iyi okumalar dilerim.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi