DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Ümit Polat
Ümit Polat
Giriş Tarihi : 16-01-2025 18:45

Yardımcı Karakter

Sanat sanat için mi yoksa sanat toplum için mi?

Lise edebiyat kitaplarından hatırladığımız ve edebiyat camiasında da her ne kadar günümüzde pek dillendirilmese de yine üstü örtük bir biçimde geçerliliğini devam ettiren bir bir zıt kutuptur bu iki yargı.

Niye “bu fikirler için üstü kapalı bir biçimde hayatını idame ettirmektedir” dedim? Çünkü günümüz postmodern edebiyatı artık sanatın toplum için olma yargısını tamamen
yazının mahsenlerine itmiş ve tek hükümranlığın “sanat sanat içindir” görüşünde olduğunu düşünmektedir, hatta bu yargının dahi günümüzde tahtı sallanmakta, bu tahtın
yerini ise postmodernizmde daha geçerli olan “sanat ben için ya da sanat sadece anlatıcı
için” kavramı geçerlilik kazanmaktadır.
Peki, bunlardan niçin bahsettik? Çünkü muhafazakâr muhit diyebileceğimiz, daha doğrusu İslamî hassasiyetlere önem veren yazarlar arasında da sanatın toplum için
takınacağı tutum aynı sebeplerden ötürü görmezden gelinmekte. Özellikle de yukarıdaki hassasiyetlere haiz çoğu yazar ve şair için sanatın sanatsal işlevine gölge düşeceği kaygısı bulunmakta, bu tür bir toplumsallığın eserleri kuru bir didaktizme sürükleyeceği
düşünülmektedir. Tabiri caizse laiklikte din ile devlet işlerinin birbirine karıştırılma olgusu aynı camianın insanları tarafından evrilerek yerini, “sanat ile öğreticilik birbirine
karıştırılmamalıdır” olgusuna bırakmaktadır.

Aslında buradaki toplumsallıktan ve didaktizmden kasıt, Müslüman hassasiyetlerine sahip bir aydın için tabii ki İslami değerlerin eserlere yansıması olacaktır. Yani bir nevi yukarıda bahsini yaptığımız edebî çevreler aslında din ile devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması kuralını farkında olmadan edebiyata da uygulamaktadırlar.

Sizce bu camianın dışında sayabileceğimiz diğer edebiyat çevrelerinin aydınları aynı düşünceye sahip midir? Onların muhafazakâr yazarlar kadar bu kurala sıkı sıkı bağlı olduğuna inanmamaktayız. Örneğin bu yazar ve şairlerin büyük bir kısmı cinselliği ince ayrıntılarına kadar işleyerek veyahut eserin merkezine koyacak kadar eseri edebilikten çıkarabilecek bir mertebeye ulaştıracak haddede kullanabilmektedir. Bunun yanında, gerek yakın tarihi ve gerekse yakın siyasi olaylarla güncel siyaseti eserde hacimli bir şekilde işleyebilmekte ve bu işleyişte tarafgir olabilmektedirler. Bütün bu işleyişin dışında modern çağın başına musallat olmuş yeni akım ve sapkınlıkları, bir mucidin yeni
icadını sergileyişi gibi okura subjektif bir bakış açısıyla sunabilmektedir.

Bütün bunlardan hareketle o zaman şunu söyleyebilir miyiz? Aslında “sanat sanat içindir”in asıl mucitleri kendi davalarına yeteri kadar bağlı kalmazken, yeri geldiğinde o surlarda büyük gedikler açabilirken, bu görüşün suyunun suyuna müptela olan, bahsini ettiğimiz ilk kısım sanatçıların önemli bir çoğunluğu ne hikmetse bu surlarda esintinin gireceği bir delikten bile korkmakta, bunu bir zaaf olarak görmekte ve farkında olarak ya da olmayarak başkasının kurguladığı bir metinde yardımcı karakter olarak rol almaktadırlar. 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA