BİYOGRAFİ
Giriş Tarihi : 06-03-2024 17:20   Güncelleme : 06-03-2024 18:10

Yusuf Hayaloğlu / Hasan Hüseyin Akyol

Yazan: Hasan Hüseyin Akyol / Yusuf Hayaloğlu

Yusuf Hayaloğlu / Hasan Hüseyin Akyol

YUSUF HAYALOĞLU

1953 yılında Tunceli, Ovacık'ta doğan Yusuf Hayaloğlu eğitim hayatına Tunceli’de başladı. Sonra parasız yatılı sınavını çok iyi bir dereceyle kazanarak, Haydarpaşa Lisesi'nde yatılı okumaya hak kazandı. Lise eğitiminden sonra, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi.

1972 yılında üniversite eğitimine ara vererek evlendi. Yılmaz Güney ile tanışarak Güney Filmcilik'te üç  yıl kadar senaryo, öykü, roman, afiş, poster ve kartpostal hazırlanmasında görev aldı.

12 Eylül sürecinde tutuklanan şair serbest kaldıktan sonra Cağaloğlu'nda açtığı bir işyerinde resim-grafik işleri yaptı.

İki tane şiir albümü yayınladı. Çeşitli radyo ve televizyonlarda programlar yaptı. Yurt içinde ve yurt dışında dinletiler düzenleyerek şiirlerini halka ulaştırdı.

Birçok şiiri, eniştesi Ahmet Kaya tarafından bestelendi ve seslendirildi.

“Gözleri İntihar Mavi” ve “Dur... Ağlama Gözlerim“ adlarında iki şiir kitabı ve “Ah Ulan Rıza” ve “Bir Acayip Adam” adlı iki şiir albümü vardır.

3 Mart 2009 tarihinde yaşama veda eden şairimizi, vefatının 15. yılında rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

AYRILIK HEDİYESİ

Şimdi saat, sensizliğin ertesi…
Yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın…
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu.
Bir ben kaldım tenhasında gecenin,
Avutulmamış bir ben…
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun.
Bu da benden sana
Ayrılığın hediyesi olsun…

Soytarılık etmeden güldürebilmek seni…
Ekmek çalmadan doyurabilmek…
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara-sıra, biliyorsun…
Şimdi iyi niyetlerimi,
Bir-bir yargılayıp asıyorum…
Bu son olsun be… Bu son olsun!
Bu da benim sana,
Ayrılırken mazeretim olsun!

Şimdi saat yokluğunun belası…
Sensiz gelen sabaha günaydın!
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben…
Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun.
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun…

Kafamı duvara vurmadan,
Tanıyabilmek seni…
Beyninin içindekileri anlayabilmek…
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü,
Bütün saatleri öylece durdurabilmek için,
Çıldırasıya paraladım kendimi…
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be… Ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana,
Ayrılırken şikayetim olsun!
gözyaşım, utangaç boynunun
inciden kolyesi olsun.
her damla, vefasız teninde
bir veda busesi olsun.
Isterim, sen de ben gibi yan,
ömrüne hep ağla.
hep ağla, bu benden, son dua,
bu benden, ayrılık hediyesi olsun…

***

- 'AYRILIK HEDİYESİ' DİNLEMEK İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ...

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi