ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 05-02-2024 00:11   Güncelleme : 05-02-2024 03:29

Yol Arkadaşı / Nevin Aktekin Gülfırat

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -YOL ARKADAŞI

Yol Arkadaşı / Nevin Aktekin Gülfırat

YOL ARKADAŞI

Hayat dediğin uzun bir yolculuktu.… Kimi zaman yollarına güller saçılır, kimi zaman da mayınlar döşenirdi. O yüzden, insan yol arkadaşını iyi seçmeliydi.

Şeyma, Adnan'a baktı. Beraberken gidilecek daha nice yolları vardı. Yollar yılları kovalar mıydı, bu yolda Adnan olur muydu, o da bilmiyordu. Beraberce bir yol sapağının başına geldiler. Havada az önce çiseleyen yağmur dolayısıyla topraksı "eylül kokusu" hakimdi.

Genç adam derin bir nefes aldı. Başını hafiften bükerek;

"Şeyma, sana söyleyeceklerim var. Seninle birlikte yürüdüğümüz yolun sonuna geldik. Şimdi, artık ben başka, sen başka başka yola gideceğiz. Bu aşkın kaderi de, bu olacak.

Böyle de olmalı. Ama lütfen sakın ağlama, hayat işte; bir gün bir şeyler son bulurken bir şeyler de yeniden başlamanın arefesidir. Bu hep böyle! Çok düşündüm ve bir karar verdim. Kararımda emin olduğum en önemli şey; seninle aynı yolda daha fazla yürümek istemediğim, bunun ikimize de iyi gelmeyecek olması, beni anlıyor musun Şeyma?

Şeyma başını kaldırdı. Böyle bir sonu, aslında içten içe bekliyordu. “İşim var” diye kapatılan telefonların, görüşme sıklıklarının gitgide daralıp, mesafeli olduğu bu günlerde bir terslik olduğunu hissetmişti. Geleceğe dair nice hayallerin kurulup, sözlerin verildiği o güzel günlerin hatırına, hep bir düzelir umudu ile sineye çekmişti birçok şeyi.

Buruk ve acı bir gülümseme ile Adnan'ın yüzüne uzun uzadıya baktı.

Şeyma'nın, söylediklerini tepkisiz ve büyük bir olgunlukla bu kadar sakin karşılaması, onu şaşırmıştı.

Adnan; "Aglamayacak mısın?
Bana, dur gitme demiyecek misin?" dedi.

Şeyma başını sallayarak gülümserken içinden; "Bu muydu bunun için miydi be kızım nice fedakârlıklar?" diye düşüncelere dalmış kalbiyle içten içe konuşurken sessizliğini korudu.

Adnan; “Konuş, bir şeyler söyle. Neden tebessüm ediyorsun ki yoksa sende  benden ayrılmak mı istiyordun? Ama neden ki? Bak şimdi  merak ettim. Yoksa hayatında biri mi vardı?”

Şeyma’nın suskunluğu onun erkeklik hegomonyasını incitmişti.

Şeyma suskunluğunu bozarak; "Ne diyebilirim ki? Herkesin yolu kalbinin layıkına açık olsun." dedikten sonra  gitmek üzere iken Adnan Şeyma'nın kolundan tuttu; "Ama ben seni denemiştim." dedi.

Şeyma; “Doğru ya, ben senin için  hiç gitmeyecek gibi seni seven, sana her şeyi ile ait bir kadındım. Ama unuttuğun, bir gün de seni sevmeme rağmen seni hiç sevmemiş gibi gidebileceğimdi. Sezmiştim zaten, son günlerde bir tuhaftın. Kadınlar, bazı şeyleri hisseder, bazen susar, belki her şey düzelir diye de sabreder. Neyse ya, uzatmayalım. Sana son kez söylüyorum. Ne eksik, ne de fazla, herkes layığını bulsun.

Gitmek istiyordun ya Adnan, niye duruyorsun ki? Bundan sonra, herkes kendi yolunda. Güzel, hadi koş, hayatında öncelik olmadığım kişinin hayatında seçenek olamam, artık senin dengesizliklerini ise çekemem. Yol bitti buraya kadarmış” dedikten sonra ardına bile bakmadan yeni yol sapağına doğru yürüdü.

Yeterdi artık. Kıramadığı kalpler, onu hep korkak sanmıştı…

Önceden beri hep sabrederdi, susardı ona yapılan haksızlıklara... Yerine göre, sevdiğini kaybetmemek için suçu olmamasına rağmen özür de dilerdi; kimseyi kırmamak ve mutluluğu seçebilmek adına.

Ama yeterdi artık, şimdi sessizce uzaklaşma vaktiydi. Artık canını sıkan hiç kimseyi hayatında istemiyordu; Adnan'ı bile…. Kendi canının herkesten kıymetli olma vakti gelmiş geçmişti bile. Söylendi kendi kendine duygu boşalması ile birlikte akan gözyaşlarını elinin tersiyle silerken; “Bundan sonra, beni kaybetmekten korkmayan, harcayıveren birinin de, birilerinin de, canı cehenneme." diye düşündü Şeyma.

“Milletin canı can da, benim canım  can değil mi?” dedi. Daha fazla kendine geç kalmayı istemiyordu.

Birileri hep çekip giderdi. Önemli olan, yeniden çiçek açmayı bilmekti.

Hem ne diyordu şarkıda; “Bırak, kader ve üzüntü kuşları, başının üstünden geçsinler. Sen onları değiştiremezsin; fakat onların saçlarının arasında, kendilerine yuva yapmasına engel olabilirsin...”

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi