ÜLKEM
Alnımda yazgım, dilimde türküm, Gönlümde sevdam.
Dağlarınca efkârlı, denizlerince coşkun, ovalarınca engin vatanım…
Her sabah özgürlük türküsü söyleyen kuşların sesinde sevdim seni.
Ve evlerine koşan mutlu çocukların cıvıltılarında duydum sesini her akşam.
Tarlalarında boy veren başaklarında filizlendim.
Meyveye duran dallarında çiçek açtım her mevsim.
Kırkikindilerinde göverdim, ayazlarında harladım yangınlarımı.
Yangınlarım ki aşıkların sevdalarından düştü içime.
Ülkem...
Aşkına râm olduğum, yoluna kurban. Memleketim, sılam...
Bin yıllardır tutkunum bayrağının alına.
Ayına yıldızına…
Vurgunluğum sanadır Edirne'den Ardahan'a…
Sevdim seni bir uçtan bir uca...
Konya'da yandım pervane gibi,
Eskişehir'de piştim divâne gibi.
Kırşehir'de bir bozlak yaktı ciğerimi, Erzurum'da bir uzun havada dile geldi ahvalim.
Trabzon'da horon, Bursa'da bir çifte telli aldı şu gönlümü.
Ve İstanbul'da bülbül terennümüyle raksa durdu ana dilim…
Ülkem...
Sevdim seni tüm renklerinle.
Desenlerinle ördüm aşkını bir gergef gibi yüreğime.
Uğruna can verdim, canan verdim.
Mehmet oldum bazen, bakışlarında vuruldum bir Elif’in.
Elif oldum bazen, dik duruşunda doğruldum bir Mehmet’in.
Ülkem...
Anadolu'm, ezelden gelen ayak sesim.
Ebede uzanan gür nefesim...