SULAR SUSKUN
Gürül gürül akan suların sesi
İlk aşkları yaşayan
kalplerin delikanlı heyacanlarına
benzerdi.
Bu deli heyacana
Kuşlar ağaçlar, çiçekler eşlik ederken
arılar ve kelebekler vızıldayarak şarkılar söylerdi.
Bir zamanlar hep birlikte
herkes mutluyken.
Dediler ki
Aktı dereler.
Kirlendi sular.
Biz ahvalin gün ışığı meleklerini
Kaybettik su
Seslerinde.
Düşmüyor dudağımıza
yârin gülüşleri.
Nerede
derelerin çakıl kumlarıyla yaptığı
kaçamak oyunları.
Suların sesi suskun.
Güneşin gölgesi öpüşmüyor yakamozlarla.
Kuğular, buzağılar şiirsizliği içiyor suskun sularda.
Camlara vuran yağmur damlaları çarpıntısız.
Temposuz bir hayata
dalan çocuklar
Yüzemiyor sevinçli sularda...
Yüz yüze bakamıyoruz
Suskunluğumuza dokunuyor suretlermiz.
Evhamlı akıntılara kapılan
balıklar ölüyor.
kanatları dökülüyor
Kuşların.
Suların suskun
derinliklerine gömülüyor
Kılıçlı
Şovalye yıldızları.
Umut sebetini yüklenmiş
Küçük bir kız
Yıkıyor yüzünü
suyla.
su ona bakıyor.
Terine yapışıyor hüznü.
Gökyüzü mavisi
sökülmüş
Hırkasıyla
Gelin, diyor.
Kuşlar, ağaçlar
ve vurulan geyikler!
Küslüğümüzü birlikte anlatalım;
Suskun sulara.
İçimizdekileri
Bağıra bağıra!