BİZDE EKSİK OLAN NEDİR
Eksik olan maneviyattır... Maddi olmayan, içsel olan, kişinin iç dünyasıyla ilgili olan şeyler ve buna yürek gücünü ekleyebiliriz. Maneviyat kavramı aslında çok derin bir kavram, zahiri değil batıni, aşikâr değil mahrem olan davranışlar olarak tanımını yapabiliriz.
Hayatımızda her şey çok iyi, her şey yolundayken birden rüzgâr tersine eser, her şey alabora olur. Sebebini arar dururuz. Kabahâti yükleyecek, suçlu ararız. Ardından çare bulma çabasına gireriz. Eğitim veya kültür seviyemiz ne olursa olsun fark etmiyor. Denize düşen yılana sarılır misali, çareyi bazen psikologlarda bazen falcılar dediğimiz duygu ve maddi sömürücülerin kapısında kendimizi buluruz. Asıl eksik olan nedir sevgili okurum? Eksik olan nanevi eksiklik!
Kendimizi öylesine fani dünyanın geçici, aldatıcı güzelliklerine kaptırmışız ki, kendimizi bulmak özümüze dönmek çok zorlaştı. Yeni dünya sistemi, hızla gelişen teknoloji istemesek de, farkına varmadan bireyleri gerçekten, maneviyattan uzaklaştırdı. Her ne kadar maddi sıkıntılar yaşanıyor gibi görünse de her şeye ulaşılabilirlilik kolaylaştı. En hızlı şekilde her şeye ulaşabiliyoruz. Hem de çaba sarf etmeden. Bir telefonla sipariş vererek, kredi kartı kullanarak istediğimize sahip olabiliyoruz. Buna rağmen bir mutsuzluk, bir eksik var hayatımızda.
Sevgi, hoşgörü, saygı ve dayanışma gibi evrensel insan değerleridir. Bu değerleri kaybettik, oysa ki bu değerleri benimseme, başkalarıyla daha sağlıklı ve anlamlı ilişkiler kurmamızı sağlar. İyi olmayı, iyi kalmayı denemelisin! Hayatına geçirmen gereken yaşam tarzı yapman gereken alışkanlıklar edinmelisin. İyilik ilk sırada olmalı, her gün kendine sormalı ve yerine getirmen gereken bir alışkanlık. Mesela bu gün topluma ve kendine iyi gelecek seni iyileştirecek iyilik yaptın mı? Topluma; komşuna, bina görevlisine, sokaktaki temizlik görevlisine, bindiğin toplu taşımada yolcuya, şoföre, günaydın veya iyi akşamlar dedin mi? Sokakta gezen kediyi, köpeği besledin mi, yapamıyorsan en azından okşayıp sevebildin mi? Yaşlı bir insana destek verebilir, yolun karşısına geçirebilirsin, elindeki poşeti çantayı taşıyabilir, çöpünü atabilirsin. Mesela sokağa çöp atmamak, alt komşuyu rahatsız etmemek, trafikte kurallara uymak, görevini yapan polis, doktor, hemşire, ögretmen ve bunlar gibi bir çok görevliye kibar davranıp, işini kolaylaştırabilirsin. Bu toplumsal görev ve davranışlar ruhumuza iyi gelmekle beraber hayatımızı kolaylaştıran temel davranışlardır.
Manevi bağları güçlü olanlar kendilerini daha huzurlu ve güvende hisseder. Dostluk ve aile bağlarına önem verir. Rutin hayatını sağlıklı sürdürmesini sağlar.
Maneviyatımızı kuvvetlendiren ruhumuzu besleyen bir diğer unsur ise, inanç değerlerimiz. İnançlı insanlar yapmış oldukları ibadetlerle hem meditasyon, hem egzersiz yapmış olup aynı zamanda psikolojik destek almış kadar bedenen, zihnen rahat hissederler. Dolayısıyla insanlar kendilerini ruhen huzurlu mutlu hisseder. Manevi dünyamız güçlü olursa, tamah etmez kanaatkâr olursak, olana olmayana şükür sebebi bulur mutlu olmayı başarırız. İnancınız ne olursa olsun, görünmez fakat çok güçlü ipe sımsıkı tutunmak, yaradana güvenmek, varlığına inanmak manevi âleminizi büyük ölçüde sizi huzurlu kuvvetli olmanızı sağlayacaktır. En büyük desteği Allah'ın ayetlerini, "Kur'an" okumak da bulursunuz.
Dünyaya geliş sebebin var, kendini seçilmiş insan olarak düşün hiç bir iyilik yapmadan, kimsenin hayatına dokunmadan, seni yaratan Rabbim’e şükür etmeden, kendi kurtuluşun için hiç bir şey yapmadan göçüp gitmek seni şu fani dünyada ne kadar mutlu eder ki? Her insanın inanç ve ahlâkî değerleri olmalı, kişiye ve yaşam tarzına göre ölçü değişebilir fakat bu değerler olmadan maneviyatın eksik ve bu eksiklik seni hayat boyu arayış ve mutsuzluğa sürükler. Maneviyatın neden önemli? İnsanların dayanıklılığını artırdığı, stresle başa çıkmaya yardımcı olduğu ve ruhsal sağlığı koruduğu için önemli.
William James, yaşanılan dünyanın kusurlu olduğunu ve bunun ancak insan eliyle iyileştirilebileceğini iddia eder. Ona göre, bu, ahlâki bir sorumluluktur ve insan, bunu yapabilecek yetenek, eğilim ve özgürlüğe sahiptir. Ancak bunun gerçekle- şebilmesi için insanın öncelikle buna inanması ve bunu istemesi gerekir, demiş.