ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 12-10-2022 13:46

Nerde O Eski Mendiller

Yazan: Necla Polat Hasbutcu - NERDE O ESKİ MENDİLLER 

Nerde O Eski Mendiller

NERDE O ESKİ MENDİLLER 

Mendil deyip geçmeyin.
Ah, bir bilseniz  o  küçük  parçanın içine   ne hayatlar gizlenmiş de farkına bile varmamışız!

Eski muhabbetler, eski neşeler, eski sevgiler...
Gözlerinde parlayan güneşten kalma akisler.
Bahçede oynayan çocuklar,  tozlu raflarda kalan asırlık çerçevede resimler...

Sandıklarda çeyizler, işlemeli mendiller.
Kara trenlerin arkasından hasretle sallanan eller.
Buram buram sevdiğinin kokusunu getiren yeller...

Edebi aşka sermaye, vefayı ömre ferman edenler...

Kalbin binbir türlü ritmi vardı eskiden. Şimdi yürekler dondu, ferleri söndü. Ne güzel yıllardı çocukluğumuz!

Mendille ilgili bir de küçük anım vardı eskiye dair.
İlkokuldan bilirim; temizlik kurallarında mendilsiz olmazdı, her hafta başı temizlik kontrolü yapılır, mendili olmayanlara  sıfır yazılırdı.

Benim mendilim yoktu, arkadaşıma evde unutmuşum dedim, biliyorum yalan söylemiştim, mahçup olmayayım diye.
Kalbimden de sürekli özür diliyordum
-Allah'ım beni affet, Allah'ım beni affet!

Yalan söylemenin çok büyük günah olduğunun bilinciyle hareket ediyordum. Ve o gün eve gelince büyük bir sürprizle karşılaştım.
Gözlerime inanamadım; sanki biri benim için oraya koymuş gibi- eskiden karyola olurdu- altında yeşil kenarı oyalı bir mendil! Hâlâ bu sırrı çözemedim, bir giz kaldı...

Hem şaşkınlık hem büyük bir sevinçle arkadaşıma mendili gösterdim, bak evde unutmuştum ya getirdim, dedim.
Yalancı olmaktan kurtaran o mucizeyi, belki de temiz bir kalbe borçluydum. Veyahutta  mendile, kimbilir?

Beden eğitimi derslerimizde, özellikle yağ satarım bal satarım oyununu çok sık oynardık ve mendille oynanan bir oyundu...

Ergenlik çağına girenlerin sevgilerinin  yoğun olduğu dönemlerde karşı cinse olan duygularını ifade etmek için mendil hediye edilirdi. Nişanlı kızlar, sevdiklerine mendil işler, sevgilerinin bir ömür sürmesini dilerlerdi.

Eskiden, insanlar derdini, kederini, hüznünü, göz yaşlarını bile mendille gizlerdi...

Peki ya yoksullar için neydi? Mendil açmak; ihtiyacım var, bana yardım et, demek değil miydi ?

Söylemeye, anlatmaya haya ettiğimiz ne kadar duygular/sözler varsa bir mendil ne güzel anlatıyor, elçilik ediyormuş meğer!

Kimi zaman işçinin teri, kimi zaman ihtiyarlığın feri olmuştur...Ve  hepsinden önemlisi bize ömür boyu eşlik edecek olması değil mi ?
Hatta kefen için de bir parça gerekmez mi ?

Sözün özü efendim;
Islak mendiller,  kağıt mendiller çıktığından beri biz özünü unutmuş bir toplum olduk, ne derdimizi anlata bildik ne de anlayan bulabildik.

Ah!  O eskilerden, eski püsküleri yüreğime topladım da küçük bir mendilin içine sakladım...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi