FABL
Giriş Tarihi : 29-12-2023 18:25

Kaplumbağa / Mehmet Engin Ayatar

Yazan: Mehmet Engin Ayatar -KABLUMBAĞA

Kaplumbağa / Mehmet Engin Ayatar

KABLUMBAĞA

Canlılar aleminde mal mülk sahibi hayvanları sayın desem ne dersiniz? Evlerini sırtlarında taşıyan ve onu hiçbir şekilde terk etmeyen canlılardan akla ilk gelen tabii ki kaplumbağadır. Mal mülk sahibi olmanın da bedelleri vardır elbet ama olsun varsın, kimin umurunda. Bu devirde herkes bir ev sahibi olayım diye uğraşmıyor mu? Başımızı sokacak bir evimiz olsun da gerisi kolay deyip durmuyor muyuz? Haksız mıyız? Değiliz elbet.

Bir gün bir arkadaşı Doğru Adam’a küçük bir kaplumbağa hediye etmiş. Almış getirmiş eve kaplumbağayı ve ona bakmaya başlamış. İyi de bakıyormuş hani. Kaplumbağa günden güne büyüyor ve akıllanıyormuş. Bir gün adam işten eve döndüğünde kaplumbağa yuvasının kenarına tırmanmış ve…

Kaplumbağa: Artık büyüyorum bu yuva bana yetmez oldu. Bana daha geniş bir yuva al. İçinde renkli taşlar da olsun. Daha büyük bir suluğu olsun yeni evimin. Belki üzerine tırmanacağım değişik boyutlarda kayalar da olabilir. Yani, olabilir dediysem de olması elzem böyle şeylerin. Sözün özü, mutlu olmak için daha fazla şeye ihtiyacım var.

Adam ağzını açıp kapatan kaplumbağaya bakıyormuş. Dilini bilmese de demek istediğini anlamış kaplumbağanın ve hemen ertesi gün istediklerini yapmış. Artık, yuvasının içinde müstakil bir havuzu bile varmış bizim kaplumbağanın. Zamanla bu havuza küçük ağaçlar, çalılar, irili ufaklı kayalar hatta havuzun daralan kısmına bir de köprü eklenmiş.

Artık, kaplumbağa ne istese yapıyormuş adam. Günler geçip giderken bir akşam kaplumbağa yavaşça ön ayağını kaldırarak söz istemiş.

Kaplumbağa: Bak, sana bir şey diyeceğim. Sayende durumum iyi, sana minnettarım ama sen nasıl beni düşünüyorsan, ben de seni düşünmek zorundayım ve düşündüğüm için de, seni uyarmak istedim. Kazandığın paranın birazını biriktir. Yani birazını dediysem zorunlu ihtiyaçlardan arta kalanı kastediyorum. Bu devirde mutlaka kenarda köşede paran olması lazım hem belki yarın bir gün evlenirsin lazım olur.

Adam kaplumbağanın dediklerini anlamamasına rağmen dedikleri aklına yatmış. O günden itibaren daha az harcayıp daha fazla biriktirmeye başlamış. Para harcamamak için dışarı da çıkmıyormuş. İlerde sıkıntı çekeceğime şimdi sıkıntı çekerim daha iyi diyormuş. Günler günleri yıllar yılları kovalamış. Bir gün kaplumbağa adamın gözlerinin içine bakıp…

Kaplumbağa: Valla ne kadar doğru bir hayat yaşıyorsun anlatamam. Seni tebrik ediyorum. Bir kaplumbağa olsan ancak bu kadar olurdu. Bak, sana ne diyeceğim? Biliyorsun benim evim sırtımda ve onun sayesinde kendimi güvende hissediyorum. Evim olmasa benim hâlim ne olur. Senin evin yok o yüzden sana bir ev bulmalıyız. Ömrübillah kira mı ödeyeceksin. Hem ev sahiplerine daha ne kadar çalışacaksın. Biraz borca girersin olur biter. Birikmişini de onun içine gömersin. Oh bir bakmışsın bir gün ev sahibi olmuşsun.

Hayret, adam gene ikna olmuş. Hemen ev arayışına başlamış. Kendisine ufak bir ev bulmuş İstanbul’un öbür ucundan. Baksanız burası İstanbul mu diye sorarsınız ama İstanbul’dur işte yine de. Vakit kaybetmeden evi satın almış ve başlamış borçlarını ödemeye. Artık bütün kazancı sahip olmadığı iki evin giderleri için harcanıp gidiyormuş. Arkadaşlarıyla görüşmüyor, dışarı çıkmıyor sadece işe gidip geliyormuş. Hareketleri günden güne yavaşlıyor, kaplumbağanın kabuğu büyüdükçe onun da göbeği büyüyormuş. Kaplumbağa kış uykusuna yattığında biraz eski hâline dönüyor, insan içine karışıyormuş ama kaplumbağa kendine geldiğinde duruma el atıp, adamın tekrar doğru bir adam olmasını sağlıyormuş.
Bir gün adam sevgiyle kaplumbağasına bakarken onun kabuğunun yumuşadığını fark etmiş. Zaten hareketsiz bir hayvan olan kaplumbağa sanki daha bir durgunmuş. Gene bütün samimiyetiyle adamın gözlerinin içine bakmış ve konuşmaya başlamış.

Kaplumbağa: Bak, Doğru Adam, nedenini bilmiyorum ama hastayım ve galiba yakında öleceğim. Ben olmasam bile en doğru şekilde yaşayacağına eminim. Bana çok iyi baktın hakkını ödeyemem. Ayrılık yakın, o yüzden son sözlerimi aklından çıkarayım deme. Bu hayatta mutluluğun anahtarı, sahip olmaktır. Hep daha fazlasına sahip olmak. Belki seni yavaşlatacak hatta kimi zaman durduracak olsa bile, senin için en iyisi bu. Umarım bu sözlerimi unutmazsın.

Kaplumbağa ertesi gün ölmüş. Adam onu saksının dibine gömmüş ve hayatına devam etmiş. Kaplumbağanın sözünü tutup tutmadığını kimse öğrenememiş.

***

Ayatar, Mehmet Engin (2022), Yanlış Adamın Maceraları, Truva Yayınları, s.392

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi