SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 10-10-2022 13:20

İki Şey Geriye Gelmez

Yazan: Hüsnü Sönmezer - İKİ ŞEY GERİYE GELMEZ

İki Şey Geriye Gelmez

İKİ ŞEY GERİYE GELMEZ

İki şeyi geriye getiremez insan:
Geçen zamanı.
Ağızdan çıkan sözü.

Zaman geriye gelmez, yerinde de durmaz, tabi ki ağızdan çıkan söz de...

Yapacak bir şey yok zamanı geriye getirmek için. O hep yürür gider insan dursa da. Usul usul kaplumbağa gibi, kenardan kenardan...

Sen hep aynı yerde kalıyorum sanırsın. “Hep aynı yaştayım” dersin sanki kendi kendine. Hani “gönül hiç yaşlanmaz” derler ya, işte öyle bir şeydir zamanın alıp götürdükleri. 

Hiç anlamadan bir de arkasına bakınca insan, dün gibi gelir her şey. Yaşanmamış gibi... Hep “rüya gibi geçip gitti” denir yaşanıp da biten yılların ardından.

Bir en acı yanı, bir de en tatlı yanı hiç unutulmaz.

Bazen plağın iğnesi bir yere takılır kalır. Bir kocaman soru işareti belirir insanın kafasında. 

Hep nedenler, niçinler, nasıllar dolanır durur başının ortasında için için. Sorgular kendi kendini neden, niçin, nasıl böyle oldu diye. Belki güler bazen kendi kendine. Belki de bazen üzülür. Bazen de kızar durur kendince yaptıklarını hata sayarak. Ders çıkartabilir de, bir daha aynı şeylerle karşılaştığında; aynı hatayı yapmazsa ders almıştır sayar kendini. Bir daha yapmamak için...

İşte böyle “hayla, huyla” gelip geçer günler. Zaman görevini yapar durur inceden inceye, sinsice.

Hep o duruyor sanır insan. “Yarın olsun, yarın olsun” kandırmacası ile yarınları sayıklarken bir de dönüp bakar ki arkasına; ömür geçip gitmiştir.

İşte böyledir zaman. Acımasızdır ve de sinsi ve de gaddar, insana göre.

Öyleyse mutlu yaşamanın yollarını bulmaktan başka çare yoktur ömrünce insanın. 

Mutluluk neredeyse oraya koşmaktan başka çare yoktur. Nasıl olsa zaman geçerek ömür bitecektir bir gün farkında olmadan.

Oysa söz öyle değildir. Dilin söylemeden önceki kontrolü kafanın içindeki beyindedir. İyi hesaplayıp söylenirse üzülmez kimse; söyleyen de, söylenen de... İyice düşünülmelidir söylenmeden önce bir söz. İki ölçüp bir biçmek bunun için söylenmiştir atalar tarafından.

Sinirlilik, kızgınlık, heyecan, çabuk parlama en büyük düşmanıdır insanın. Ya da en büyük düşman insanın kendisidir belki de. Belki de düşünmeden söylenen sözlerdir sanki.

Hani “söylenecek söz çok ama ceremeye verecek para yok” dedikleri gibi ataların. 

Düşünmeden ulu orta söylenen her sözün karşılığı çekilecek bir ceremedir elbet.
Çünkü geriye döndüremezsiniz ağızdan çıkan, dilin söylediğini. 

Tıpkı zamanı geri getiremediğiniz gibi.

“İki ölçüp bir biçin lütfen sözlerinizi söylerken,” dediklerinde yaşlılar, haklıdırlar çünkü akıp giden zaman gibi o sözler de geriye getirilemeyecektir.

Haksız mıyım? Ne dersiniz?

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi