ANI
Giriş Tarihi : 21-01-2024 17:09

Eski Bez Parçaları  ve Anamın Göz Yaşları / Boran Talan

Yazan: Boran Talan -ESKİ BEZ PARÇALARI ve ANAMIN GÖZ YAŞLARI

Eski Bez Parçaları  ve Anamın Göz Yaşları / Boran Talan

ESKİ BEZ PARÇALARI ve  ANAMIN GÖZ YAŞLARI

Anamın biraz keyifsiz olduğunu duydum kardeşimden.

“Ortalık hastası gibi olmuş” dedi.
Şimdiki tabirle, salgın dediğimiz türden nezle grip öksürük gibi vesaire.

Akşam ona uğradım.
Babam yatsı için abdest telaşına düşmüş.
Anam kanepede üstüne battaniye almış uzanıyordu 
Beni görünce doğruldu. 
“Uzan” falan dediysemde dinlemedi.
Başından danesi düştü düşecek haldeydi. düzeltirken...
“Maşallah ana, hâlâ saçların gür” dedim 
Ne vakittir saçlarını görmemiştim.
Neredeyse gençligimden bu yana 
Ta o bir yanı sık bir yanı seyrek kemik taraklarla dizlerine beyaz tülbent serip saçlarını taradığı
Zaman zaman iki yanından ördüğü günlerden bu yana.

Sarılıp saçlarını koklamak istedim bir an.
O ara babam girdi odaya, camiye gidip geleyim diye.
Ondan utandım sarılmadım koklayamadım.

Babam çıkınca, “Karşı odada kolonya var çekmecede getir de mendile sıkayım, koklayayım bari genzim açılır gibi oluyor koklayınca.” dedi.

Şimdi içinizden, “Kolonyayı arayana kadar doktora götürseydin...” diyenler olacaktır eminim.

Anamın ömrü hastanelerde geçmiş çoçuk yaşta, nerde şifa duydularsa dedem almış götürmüş,
Denizli Çivril’den
Isparta Eğridir’e
Ankara Polatlı’ya kadar.

İyice düşene kadar kolay kolay gitmez hastaneye.
Pandemi de bile hat safhaya kadar gitmediler hastaneye anam da, babam da.
Sonra cebren götürdüm 
O fasılda ayrı bir hikaye ama neyse.
O günler gitsin gitsin, bir daha gelmesin.

Çekmecelerde kolonya ararken,
Neredeyse  çekmecelerin herbirinde allısından morlusuna 
ipeklisinden pamuklusuna... 
Hatta gübürlüsüne kadar envai çeşit kumaş parçalarını dürmüş dürmüş koymuş.
“Ne o öyle ana? Çekmeceler kumaş dolu 
Köydeki çıkıların bohçaların yetmedi bu kez de şehirde mi biriktiriyorsun?
Maşallah Sümerbank mağazası gibi ev.” dedim.

Biraz durdu duraksadı 
Gözleri doldu. 
'Sana gebeydim, yeni evliyiz doğdun doğacaksın 
Var evde bişeyler olduğu kadar ama  bez yapacak birşey yok.
(Anamdan, birçok o zamane annelerinin evlenince; “bir şeyimiz yoktu bir hasır bir bakır güğümden başka” sözünü hiç duymadım.
Onun da öyleymiştir kesinlikle, 
belki babam incinmesin diye dememiştir muhtemelen)
Aman Yarabbim, ne yapsam neye sarsam diye düşünürken 
teyzem rahmetlik geldi. Tikolta(gecelik pijama) diktirmeye;
"Kızım bunla bana tikolta dikiver artanla da kes kes bez yap çoçuğa yumuşacık."
Onları sardım epey sana
Sonra anamgilden şeker çuvallandan getirdim kestim sana bez yaptım dedi)
Hem anlattı hem ağladı 
Onu görünce haliyle ben de.
Bir Müslümana lazım olur diye koyuyorum öyle, yoksa ben ne yapacağım bu yaştan sonra.
Dünyanın türlü türlü hali var diyerek.
Ve daha eskilere gitti başını öne eğerek...
Ve ekledi...
Ninem, rahmetli ölene kadar yüklüğünün altında hep bir gözer (kalbur)saman saklamış.
Kışlar böyle değildi eskiden 
Kar yağmış kalkmamış.
Samanlıkta saman.
Anbarda arpa kalmamış.
Öküz ölmüş. 
O zaman öküzün olmadımı bişeyin olmaz.
Şimdi herkesin her bir şeyi var da huzuru yok, huzuru.

Baktım duracağımız yok
Ağlaşmanın dozu arttı.
Televizyonu açtım, mevzu değişsin, ortam değişsin diye.

Anam da göz ucuyla baktı, konuya müdahil oldu hemen gözlerini eşarbıyla silerek.

Anam, her ana gibi merhametli bir ana, iyi bir aşçı, iyi bir terzi...

Ve hala televizyonunun üstünde dantel,
Kapı eşiklerinin her birinde rengarenk her biri başka örnekle örülmüş paspasları.

Velhasıl demem o ki?
Onların bir bez bir ip parçasını çok kıymetli bir şey gibi kıyıda köşede saklamalarını yadırgamayalım.

Dünya hali....
Vardır bir bildikleri.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi