ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 05-10-2022 16:28   Güncelleme : 05-10-2022 16:57

Dermansız İllet

Yazan: Elmas Tunç - DERMANSIZ İLLET

Dermansız İllet

DERMANSIZ İLLET

Yüreğini fokurdatan öksürük silsilesiyle uyandı. Ciğerleri ağzına geleyazdı. Komodinin üstünde duran bardağına babasının bıraktığı testiden su doldurdu. Kurumuş boğazından üç yudumda geçti. Gece boyu üstü başı terden sırılsıklam olmuştu.

Sırtını yalayıp geçen titremeye aldırmadan yatağında doğruldu. İçini koyu bir hüzün kapladı. Üç haftadır buradaydı. Doktorlar röntgen filmlerine bakıyor, yüzlerinin aldığı  şekli saklamak için sözlerine kattıkları sahte bir canlılıkla yakında köyüne döneceksin Veysel" diyorlardı. Diyorlardı demesine ya daha dün yanında yatan gencecik fidanı dönüşü olmayan yolculuğa uğurlamışlardı.

Kimsesizdi. Garip gelmiş garip gitmişti. Onun da kemikleri sayılıyordu tıpkı Veysel gibi. Halbuki askere gitmeden nasıl da pehlivan gibiydi. O geniş pazularının yerinde sarkmış, sararmış bir deri sallanıyordu. İçini çekti delikanlı. Bu çekişte ne özlemler vardı kim bilir. İncir yeşili gözleri düştü yavuklusunun hayaline. Kırmızı yazmalı, mor fistanlı Ayşe'sinin mektubu geçmişti geçen hafta eline.

Köyünün akasya kokusu, sevdiceğinin menekşe kokusu dolmuştu satırlara. Uzun kara kirpiklerinden yaş süzüldü Veysel'in. Peş peşe öksürdü.

Yerinden kalkıp yeşil korkulukları olan pencereye yanaştı.Tan yeri kara fistanını çıkarmış, kızıl olanını geçiriyordu üzerine. Gözü karşıdaki yeşil yapraklara ve henüz yeşil olan incirlere takıldı. Yarım kalmış muradı boğazına oturdu kaldı. Yine bir öksürük silsilesi... Ardından ciğer dağlayan sözler döküldü bam telini sızlatan ezgilerle.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi