KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 09-11-2023 15:01   Güncelleme : 09-11-2023 15:14

Bir Kitap: Onları Ben Öldürdüm / Suat Derviş

Yazan: Arzu Ortaören -BİR KİTAP: ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM / SUAT DERVİŞ

Bir Kitap: Onları Ben Öldürdüm / Suat Derviş

BİR KİTAP: ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM / SUAT DERVİŞ

“O, ortadan kalkmalıydı. Çünkü o dünyada oldukça benim için her dakika bir tehlikeydi. Cinayetimi yalnız o biliyordu. Anlıyor musunuz? Onun varlığı benim hayatım için zararlıydı.”

1929-1933 yılları arasında kaleme aldığı dört hikaye okuduk sevgili Suat Derviş’in kaleminden bu kez. Karanlık, gizemli, ürküten, gotik tarzda öyküler. Türk Edebiyatında gotik/korku türünün öncüleri olan hikayeleri okurken sevgili Azime ablam, Emine ablam ve Özgün eşlik ettiler bana. Kucak dolusu sevgiler yolluyorum hepsine.

Kitaba adını veren ilk öykü; "Onları Ben Öldürdüm", en beğendiğim öykü oldu. Babasından miras kalan toprakları işlemek, çiftçilik yapmak üzere geldiği köyde gizemli bir kadınla karşılaşır genç mühendis Nedret Mahmut. Oldukça dalgın, garip halleri olan bu güzel kadın, tüm köyün saygı duyduğu, varlıklı bir ailenin yeğenidir. Bu ailenin çiftlik evinde denk geldiği genç kadın, aklına takılır Nedret'in. Bir gece arabası ile dolaşırken köy mezarlığının yakınında tekrar karşısına çıkar genç kadın ve arabaya alarak evine bırakır. Yol boyu hiç konuşmayan, gizemini koruyan bu kahramanın adı Sadiye'dir ve yağmurlu, fırtınalı bir gece çalıverir Nedret'in kapısını. Soluk soluğa Nedret'e sığınan Sadiye birilerinden kaçmaktadır. Yardım etmesi içinde bir itirafta bulunur Nedret'e. "Onları Ben Öldürdüm", bu itirafın ardından Sadiye'nin geçmişine doğru bir yolculukla devam ediyor.

Bir diğer öykü; "Mumya" da oldukça tedirgin edici, gizemli. Büyük bir köşkün, karanlık bir odasında ölmekte olan yaşlı bir adam ve adamın  son sözlerini duymayı bekleyen bir genç kız etrafında geçen konusuyla, bir kaç yıl sonra Suat hanımın kaleme alacağı "Dirilen Mumya" adlı kitabının da ilham kaynağı.

"Hikayesi..." ve "Bakışları" adlı diğer öykülerde de devam eden karanlık, ürküten, kan ve ölüm kokan, tekinsiz satırlar benim için biraz sönük kaldı.

N.Didem Düz'ün son sözü ile bitiyor bu kitap. Son sözde de belirtildiği gibi gotik tarzın öncülerinden Suat hanım, her ne kadar adı anılmasa da. Daha önce okuduğum "Kara Kitap" eserinde yer alan; "Buhran Gecesi", "Ne Bir Ses Ne Bir Nefes" ve "Fatma'nın Günahı"  bu tarzın örneklerinden. Hep dediğim gibi tanışın bu özel kadınla mutlaka.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi