KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 29-01-2024 21:32   Güncelleme : 30-01-2024 00:24

Bir Kitap: Kayıp Hayat / Elvan Erdem

Yazan: Işıl Işık -BİR KİTAP: KAYIP HAYAT/ ELVAN ERDEM

Bir Kitap: Kayıp Hayat / Elvan Erdem

BİR KİTAP: KAYIP HAYAT/ ELVAN ERDEM

Bugün size, Elvan Erdem'in “Kayıp Hayat" isimli romanından bahsedeceğim. 

Elvan Erdem, İzmir Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumuş. 2018’de Yolgeçen Hanı adlı romanı yayımlanmış. İkinci romanı Kayıp Hayat ile kitap raflarında yerini almış. Yani dumanı üstünde bir roman.

Daha ilk sayfalardan itibaren sizi çepeçevre saran, tutku, heyecan, merak ve gizemle dolu bir kitap. Hayâlin gerçeğe mi? Gerçeğin hayâle mi dönüştüğünü anlamanız ta en son sayfaya kadar anlaşılmıyor. Yani öyle güzel bir kıyafet var ki romanda!.. Havada paraşüt, denizde mayo, en lüks restoranda frag, sporda takım eşofman, okulda önlük yani nerede nasıl kuşanmanız gerekirse. Çünkü roman kahramanı Şevket öyle renkli ki!.. Ya da Hamdi mi desem. Esasen renk dediysem bunu neşenin rengi pembe gibi algılamayın. Bu hikâye sonbahar renginde. Sarı ve Ege'de sahil köyüne uzanan bir macera olduğu için çokça mavi, umudun rengi. Bir de aşk var ki!.. "Sen mavi giy, ben denizi unuturum" diyen bir eş.

Bilirsiniz, hayat bir terzi; hepimize farklı renk, beden, kumaş ve farklı modelde elbise diker. Pek çoğumuz, belki de üzerimize uymayan bu elbiselerden sıkılır, bunalır. Bir an önce değiştirme hevesiyle sayısız nefesler verir dururuz. Dayatılan yaşam, mecburi istikamet, bunalımlı günler, seneler derken bir bakarsınız ömür bitmiş. İşte "Kayıp Hayat” burada kıyafetini değiştirmek isteyen Şevket'in hayallerini gerçeğe dönüştürme macerasıyla başlıyor.

Önceden İstanbul'da bir bankacı olan Şevket, hep hayalini kurduğu Karaburun'un Saip köyüne yerleşme kararı alır. Şevket, taşındıkları evin çatı katında kendine ait, yeni bir dünya yaratmaya, yazmaya adar kendini. Bu sayede hikâyelerini rahatça kaleme alır. Fakat kendini kasabanın sırlarına öyle kaptırmıştır ki bu, kendi ile ilgili birtakım gerçeklere de uyanmasına sebep olur. Öyle bir kurguda hemhal olur ki!.. Yazdıkları mı gerçeği? Gerçeği mi yazdıkları? Kaybolur, anılarını başka hayatlarda zanneder. Hatta, kaptan Eşref'in ailesi kızı Melek, karısı Mine bile sanki onun karısı ve kızıdır bir trajedi sonrası beyin fırtınasında. Bütün olanlar rüya mı? Gerçek mi? Düşle hakikat birbirine geçer. Bir de köyde dolanan deli Hamdi öyküsü destan gibi anlatılır. Yoksa Şevket Hamdi'nin hayatını mı yaşamıştı? Hayalini kurduğu teraslı ev bir hikâyenin, sadece sarı sayfalarından mı ibaretti? Şevket'i Hamdi'ye bağlayan bu çok güçlü görünmez bağ neydi? Gerçek miydi bu hikâye? Kaptan kimdi, neden ona güvenmişti? Hamdi gitmek istemediği delhizlerde kimlerle yüzleşti? Elinde hangi hayat kaldı? Tüm cevaplar rüyasal gerçekliğin içinde. Adeta Yunan mitolojisinde düşler tanrısı Morpheus, büyüsünü Şevket ya da Hamdi'ye altın sunakta sunmuştu.

Elinizden bırakamayacağınız bu gizemli öykü sizi sarmaşık gibi sarsacak, belki hayâli karekterlerimizle de karşılaşmış olacağız. Hamdi'nin dediği gibi; “Hepimiz, hayatımızı yazıp yönetip oynamıyor muyuz? Bana düşen hayat kırıntısı da bu. Bir ben var sadece, gerisi belki de bir hayalden ibaret. Kim yaşadıklarının gerçek olduğunu ispat edebilir?”

“Hayatınızla yüzleşeceğiniz bir masal değil mi bu alem? 
Bir biz varız sadece, gerisi belki de bir hayalden ibaret".

“Hatırlamak, unutmaktan daha acılıymış, diye düşündüm. Geçmişin tozlu raflarından çıkardığım her şey, yüreğimi yerinden söküp atıyordu. Ne gözlerimi kapamam ne de kulaklarımı tıkamam işe yarıyordu. ”(Say. 113)

“Zihnimde, sanki bir ekran açılmıştı ve bunun kapatma düğmesi yoktu.” (Say. 96)

“Yaşın aynası gözlerdi, bakışlardı. Ama o gözlerde, çok büyük bir acı okunuyordu. Gümbür gümbür kahkahası bile gözlerindeki hüznü silmeye yetmiyordu.” (Say. 86)

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi