KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 01-07-2023 00:00

Bir Kitap: İz / Nora Bağdasaroğlu

Yazan: Işıl Işık -BİR KİTAP: İZ / NORA BAĞDASAROĞLU

Bir Kitap: İz / Nora Bağdasaroğlu

BİR KİTAP: İZ / NORA BAĞDASAROĞLU

Şimdi ilk olarak, kitabın kapak resmi beni çok etkiledi. Elime aldığımda çok değerli kristal bir vazoyu tutuyor gibi hissettim. Tamamen içgüdüsel. Kırılgan, hüzünlü, acıklı, yaralı bir aşk hikâyesi olabileceği geçti içimden. Duygularım benden ayrı tamamen böyle örgütsel bir işleyişle fikrime hükmetti. İyi de etti. Zira kalp gözüm yine ve yeniden yanılmamıştı. Bazen istemsiz bir şekilde duygu akış trafiği tek yönlü  istikametle ilerler. Tasdiğe, sağlamaya, ispata, araştırmaya takılmaz bile. Varacağı durak bellidir. Yani iç sesiniz, kalbinizin aklı, olanın bitenin hesap çetelesini masaya koyar. Size de koşulsuz kabulleniş düşer.

İlk sayfalardan itibaren, yer bildirim koordinatlarım beni bir otobüsün cam kenarında Balıkesir'e doğru giderken belirledi. Gözlerim yeni bir maceradaydı şimdi. Ayvalıkta bir sahil kasabası, şirin mi şirin beyaz, mavi pencereli tek katlı denize nazır bahçeli huzur kokusunun iyotla karıştığı cennetten bir köşe. Anneanne Betül ve yirmili yaşlarda Derya isminde sarışın, hayat dolu, nahif, güzeller güzeli bahtı kara bir genç kız. İkisinin kurduğu bir dünyada mutlu mesut bir hayat.

Derya'nın anne ve babası küçük yaşlarda bir deniz kazasında ölmüşler. İki güçlü kadın el ele verip dik durmaya, onurlu bir hayat mücadelesi vermeye cesurca kararlı bir yürüyüşle hayat yolunda ilerlemişler. Taa ki eski aşkı Tolga'nın Derya'nın hayatına girmesine kadar. Bundan sonra mazide kalmış hatıralar yeniden alevlenir, yarım kalmış düşler, günler, gezmeler, sevmeler, bekleyişler, hükümsüzlükler, karasızlıklar, bıkkınlıklar, üzüntüler, bir bir yüzleşme aynasında karşısına çıkar.
Derya'nın. Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Başına gelen sorunlar dalgasında anneanne ve  torun neler yaptı? Kitaba ismini veren "İZ" gerçekte nasıl oluştu? Tolga'nın psikolojik hastalığı neydi? Derya hayatının geri kalan ilk gününü yaşatan miladi olay karşısında hangi kararı verdi? Tekrar küllerini rüzgâra nasıl üfledi? Bütün soruların cevapları romanda. Ben huzurlu bir yolculuğun sonunda kendimden, yaşadıklarımdan, benzer sorunlardan bana düşen payı sakladım. Arnavut kaldırımlı dar sokakların tarihi evlerini, yaşanmışlıkları en çokta ölümün nefesini soludum.

Umudu ve sevginin iyileştirici gücünü bir kez daha bir güneş topu gibi aldım kalbime koydum.

Bu arada yazarımızın ismi çok hoş. Nora. Anlamı, sağduyulu, içten, gizemli, enerjisi yüksek demekmiş.

Kalp kırıntısından arta kalanlar.

Her şarkının bir hatırası vardı. Nedense şarkılar, kokular ve tatlar zihnin askerleri misali, unutmaya çalışmak istenen her şeyi hatırlatmaya komutlanmışlardır. Bir çiçek kokusu, babaannenle yaptığın bir orman gezisinde yaşadığın hatıralara, bir tat, eski mahallendeki bakkaldan alınan enfes manda kaymağını sevdiğin çocukluğuna, bir şarkı da sevgilinle dinlediğin ilk şarkıya götürebilir seni. O anılar ölümsüzdür. Sen ne kadar "bitti" desen de onlar bir yerlerde yaşamaya devam ederler. Sır gibi sakladıkların, gün yüzüne çıkabilmek için yıllarca doğru anı beklerler. Bu her zaman böyledir ve asla değişmez, sırlar ölmezler. (say. 43)

"Memleketin cahil kadını çok tehlikelidir." derdi anneannesi. "Nesilden nesile akıtır içindeki zehiri. Yanlış ve yetersiz büyütüldüğünden karşısındakinin hissiyatıyla pek ilgilenmez, her zaman en doğruyu bildiğini sanır ve asla geliştirmez kendini. Böyleleriyle sohbet dahi etmeyeceksin yavrum. Boğaz dokuz boğumdur kızım ama bunlar bilmez nedenini, dilleri kırık cam gibi olur, keser etlerini." Çok haklıydı anneannesi. (say. 21)

"Yüzü gülen her insanı mutlu sanma kızım, en büyük acıları en büyük gülüşlerin ardına saklar insanlar." derdi babası. (say. 15)

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi