KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 08-03-2023 19:33

Bir Kitap: Çocukluğum / Maksim Gorki

Yazan: Işıl Işık -BİR KİTAP: ÇOCUKLUĞUM / MAKSİM GORKİ

Bir Kitap: Çocukluğum / Maksim Gorki

BİR KİTAP: ÇOCUKLUĞUM / MAKSİM GORKİ 

Merhaba arkadaşlar,

Bugün sizlere Dünya Klasikleri'nden  Maksim Gorkiye ait "ÇOCUKLUĞUM" isimli eserle geldim. Çevirisini Guzelia Gaynanova yapmış. Çokta güzel olmuş. Anlaşılır, akıcı ve sade. Romanı Soysal Yayın Grubu  basmış. Otobiyografik serinin diğer kitapları "Ekmeğimi Kazanırken" ve "Benim Üniversitelerim"dir. Üçleme Gorki'nin başyapıtı ve Rusça yazılan en iyi otobiyografilerden sayılmaktadır. 

Maksim Gorki, asıl adıyla Aleksey Maksimoviç Peşkov Rus hikâye ve roman yazarıdır. Aleksey, sefalet ve yoksullukla dolu bir hayatı olduğu için sonraları Rusçada "acı" anlamına gelen "GORKİ" adını kullanmaya başlamış. Bunu ilk duydum. İlginç ve anlamlı geldi. Sizlerle de paylaşmak istedim.

Şimdi romanın kalbimde bıraktığı ayak izlerinden bahsedeyim.

Kitabı elime aldığım andan itibaren okudukça, işte duymak istediğim, aklımdan ve ruhumdan geçen dile getiremediğim duyguların nadide cümleleri dedim. Bazen içiniz hayatın tüm acıları, sıkıntıları, heyecanları içinde öyle bir dolar ki! Kalbiniz zemin katta su basmışta nefessiz kalacakmış gibi olursunuz. Böyle anlarda bir an önce boğulmadan aklınızı, duygularınızı yönetebilmenin acil uyarısı karşısında çare ararken bulursunuz kendinizi. Hislerinizin deşarj olması belki bir şarkıda, belki bir şiirde, bir resimde, en çok da bir romanda olur. Karşılaşmak ise büyük ödül. Sanki yerinize birileri bunu özenle hazırlamış bir çiçek demeti gibi sunar. Siz suya kanarcasına içersiniz bu sözleri. Bay Gorki de böyle yapmış. Nasıl da güzel on ikiden vurdu gönlümün hedef tahtasını!.. Bu kadar güzel betimlemeleri ancak acıyı derinden yaşamış gizli ruhların becerisi dile getirebilir. Gorki kalemiyle kalbimi ve gönlümü uyuşturdu. Bir bağımlı gibi sözleri ve cümlelerinde sabuna basmış gibi kaydım. En sevdiğim bir mevsimin havasında gezdim, düşündüm, sustum. Bazen alt dudağımı istemsizce ısırdığımı farkettim. Sabit bir noktada sessizce bir kaç kez okuduğum cümleleri tekrar ettim. Kalbim güzel bir yiyeceği yercesine sindirmeye çalıştı o eşsiz duyguların kâğıda dizimini. Belki bir kolye yapabilirdim kurduğu cümlelerin harflerini.

Şimdi biraz da konusundan bahsedeyim:
GORKİ, Çocukluğum'da babasını küçük yaşta yitirdikten sonra taşındığı dedesinin evinde geçirdiği yılları anlatır. Miras kavgaları, doğumlar, ölümler, küçük Aleksey`in tanık olduğu ve bizzat maruz kaldığı akıl almaz şiddet, bu evde gündelik hayatın akışı içinde sıradan olaylardır.

“Herkesin herkese düşman” olduğu bu aile, 19. yüzyıl Rusya'sında hüküm süren acımasız ve hoyrat hayatın bir “küçük evrenidir." aslında. Neyse ki idealizmi ve tertemiz kalbiyle adeta bir halk filozofu olan ninesi hep Aleksey`in yanındadır. Bir de her biri hayatında iz bırakan çok sayıda capcanlı karakter vardır… Onlar sayesinde hayat zor olduğu kadar gizemli ve renklidir de. Hem Gorki'nin “kendi ülkelerinde bir yabancı gibi yaşayan, gerçekteyse o toplumun en iyileri olan” insanlardan ilkiyle tanışması da yine çocukluğuna rastlar…

İzi kalan alıntılar:
Büyükannem konuşurken kelimeler bir şarkı gibi ağzından çıkıyordu, dolayısıyla kolayca hafızamda kalıyordu, çiçek gibi nazik ve güzeldi. Büyükannem gülümsediğinde, vişne gibi gözbebekleri hoş bir aydınlıkla büyüyordu. Gülüşü ise güzeldi, beyaz dişlerini ortaya çıkarıyordu ve yanaklarının esmer tenindeki kırışıklıklara rağmen yüzü genç ve aydınlıktı. (say. 14)

Hasta olduğum günler, benim için hayatımın en muhteşem günleriydi. O günler içerisinde, galiba ben büyüdüm ve özel bir şey hissettim. O günden itibaren içimde insanlara karşı beni huzursuz eden bir ilgi oluştu. Sanki kalbimin derisini yüzmüşler gibi her üzüntü ve acıya karşı, kendi acılarıma ve başkalarının acısına karşı, kalbim daha da hassaslaştı. (say. 29)
"Bak Aleksey'ciğim, güvercinim, şunu unutma: Büyüklerin işine karışmaman gerekir. Yetişkin insanlar şımarıktır, onlar Tanrı tarafından denenmiştir, sen denenmemişsin. Onun için çocuk zihninle yaşa. Tanrı'nın yüreğine dokunduğu anı bekle. Görevini göstermesini ve hayat yoluna yönlendirmesini bekle, anladın mı? Kimin ne suçu var, seni ilgilendirmez. Ancak Tanrı hesap sorar ve cezasını verir. Ancak o, biz değil!" (say. 96)

Basit sözler artık bir önem taşıyordu, onların arkasında büyük kederli, konuşulması gereken ve herkesin bildiği bir şey gizleniyordu. (say. 192)

Tanrı her bir böceğe ayrı bir görev vermiştir: Tesbih böceği evde rutubetin olduğunu gösterir, tahta kurusu varsa duvarların kirli olduğunu gösterir, bit gelirse insan hasta olacak demektir, her şey açık! (say. 61)

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi