ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 12-04-2023 23:24   Güncelleme : 12-04-2023 23:55

Aynalı Kadın

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -AYNALI KADIN

Aynalı Kadın

AYNALI KADIN

Her zamanki günlerden bir gündü. İşyerimde öyle kitaplarıma dalmış onları okurken bir ses ile irkildim.

“Ayna var mı ayna?” dedi.
“Var." dedim.
Başı üç numara tıraşlı dudak kenarında  sigarası ve sigaradan sapsarı olmuş dişleri ile garipliği yüzüne vurmuş tuhaf görünüşlü bir kadındı ayna isteyen o kadın...
Hayatın silikleştirdiklerinden,
sildiklerindendi, bu o kadar belliydi ki simasından...

"Söyle bakalım nasıl bir ayna istiyorsun kapaklı cep aynası mı, duvar aynası mı olsun,  
bir de şu köşeli aynalardan var  hangisini istersin?"

“Ondan, o köşeli cafcafsız mavi olsun.” dedi yarı anlaşılır lisanıyla.

“Tamam" diyerek  gülümsedim.
"Söyle bakalım çok mu seviyorsun sen aynaları?"

Yarı anlaşılır, yarı anlaşılmaz lisanı ile döndü bana:

"He severim aynaları hiç düşürmem elimden. Aldı o mahalledeki çocuklar kırdılar aynamı, bir de güldüler. Bir de deli kadın dediler. Ha ha ha deli onlar bilmiyorlar, ayna yok sana aynasız kal deli  kadın dediler bana. Çok ağladım bak şuram çok acıdı." diye bana kalbini gösterdi.

Üzüldüm içim parçalandı o kadına kim bilir ne hüzünlü hikâyesi vardı onun, onu bu hale getiren...
Her ne kadar kederden nasipliyse de ne güzel gözleri vardı insanın içine içine işleyen...
Döndüm kadına:

“Boşver sen onları senin güzel gözlerini kıskanmışlardır onlar.” dedim.

Birden mutlu oldu kendini severek "Güzelim de mi ben?" dedi.
“Evet sen güzelsin bak aynaya hem de çok güzelsin ben aynada senin güzel gözlerini görüyorum, bir de kalbini, dinleme sen onları..."

"Çok kızdırıyorlar beni deli kadın." diye...

“Dedim ya sana, dinleme sen onları sendeki güzel gözler bende yok. Allah seni sevmiş güzellik vermiş ama sana bir sır söyleyeyim mi sendeki o güzelliği Allah'ı sevmiyen göremez sen de onu göremeyenleri takma kafana tamam mı?" dedim.

“Çirkinsin niye bakıyorsun aynaya, çirkinliğine mi? diyorlar, aynasız duramam ki bir sigaram, bir o dost bana... Konuşurum bütün gün aynayla hem o kızmaz bana o deli kadın demez, itelemez beni dostum o benim." dedi.

Buruk buruk gülümsedim, dinleyen olunca konuşası gelmişti, gözlerini büyük büyük açıp benimle konuşmaya çalışıyordu işte!

“İyi ya yalnız değilsin ne güzel. Al aynanı güle güle kullan, hediyem olsun.” dedim. "Yine kırılırsa yine gel sakın ağlama aynam kırıldı diye.” 

Elinde ayna, dudak kenarında sigara tüttüre tüttüre gitti o kadın.

Sonra hikâyesini duydum ablasından. Bir zamanlar bir sevdiği varmış ona bir ayna hediye etmiş: "Bak ben senin o gözlerinde saklıyım oraya her baktığında beni görürsün, ben ordayım.” demiş. Sonra kasabaya dağdan bir sel vurmuş almış götürmüş sevdiğini.

O acı travma onda böyle kalıcı hasarlar bırakmış, ömrü geçmiş ruh hastanelerinde, ötelenmiş hep, sevgisizlik ve o sevgiliyi kaybediş, garibanlık ruhunda kapanmayacak derin yaralar açarken olan aklı melekelerine olmuş işte.

Aynayla konuşurken yaşadığı yaşayamadığı nice hayalleri görür olmuş, o hayaller onu mutlu eden avuntu olurken tek dostu ayna ve sigara olmuş işte.

Senede dört beş kere gelir dükkanıma, bazen tek bazen de ablasıyla: "O bana ayna veren ablaya gidelim.” der dururmuş memleketten ablasına her geldiğinde.

"O bana güzel gülen kadın." dedi deyip kendi kendine gülermiş bir de iyiden iyiye güzelim ben deyip aynada kendini iyice süzermiş. Ben de onu her gördüğümde:

“Ooo güzel gözlüm gelmiş.” derim. O pek nadir gülen gözleri bir tebessüm ile  ışıldarken içeriden sevdiği aynalardan birini uzatır, hediye ederim o  mutlu olsun,diye.

 

Editör: Nezihat Keret 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi