ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 31-08-2023 17:43

Arif / Elmas Tunç

Yazan: Elmas Tunç -ARİF

Arif / Elmas Tunç

ARİF

Deli Arif dedin mi köyde bilmeyen yoktur onu. Deliliği arifliğinden mi arifliği deliğinden mi tavuk- yumurta, yumurta- tavuk misali tartışılagelir. Daha doğrusu ben ve akranlarım bilmezmişiz dedemin deyişine göre, "Onu yeni yetmelere değil seksen darbesine şahitlik edenlere sor." derdi dedem. Ahiret kabuğuna çekilmeden önce. 

Arif'i saçı sakalı birbirine girmiş değil de gömlekli ve bol paçalı kumaş pantolonlu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi olarak düşünmeye çalışırdım kimi vakitler. Kendi halinde bir öğrenciymiş. "Netekim bir sağdan, bir soldan..." dedikleri gençlerin içinde olmamasına rağmen işkenceye dayanamayan sınıf arkadaşının ağzından dökülüvermiş bir çırpıda ismi.

Anası babası, duyunca köyden âdeta kuş olup uçmuşlar karakol önüne. Komutana yalvarıp yakarmışlar: "Etme eyleme gomutan! Bizim oğlumuz okuyup böyük adam olacak. Ne işi olur öyle şeylerle." deseler de nefeslerini tükettikleriyle kalmışlar. Arif asılmamış belki. Ama adamlıktan çıkmış kılığı. Haftalar birbirine ulandıkça onun da saçı sakalı birbirine girmiş. Aklının da o sıralarda uçtuğunu söyler durur büyükler.

Hayat dolu o genç gitmiş. Yerine suspus, ağırkanlı, pejmürde, kabuğuna çekilmiş biri gelmiş derler. Derviş desen derviş değil, Mecnun desen Leyla'sı yok.

Bir garip Âdem, bir Deli Arif işte o günlerden bugüne kalan. Diğerleri gibi âkıbeti meçhul değil belki ama aklı meçhul, fikri kabuğunda. Bulup çıkarana aşkolsun!

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi