DENEME
Giriş Tarihi : 13-06-2023 17:39   Güncelleme : 13-06-2023 21:41

Yıldırmak / Mehmet Şahan

Yazan: Mehmet Şahan -YILDIRMAK

Yıldırmak / Mehmet Şahan

YILDIRMAK

Her bireyin bir dayanma gücü, taşıma kapasitesi, tahammül sınırı vardır. Diğer bir deyimle istihap haddi vardır.
Bu sınır, insanın kişisel özelliklerine uygun mahiyette, ölçülerde ve ağırlıkta olan değerlerdir.

Bu sınır, insanın rahatça anlayabileceği, anlatabileceği, kendini sözlü ya da eylem olarak ifade edebileceği değerlerdir. İnsanın yaptığı ne iş olursa olsun bu sınırlar onu zorlayıcı nitelikte olmamalıdır.

İlk bilmemiz gereken de her insanın kendi kişisel özelliklerine göre kendine özgü bir tahammül sınırı, bir dayanma gücü olduğudur.

İşte bu yüzdendir ki her bireye kendi kişisel özelliklerine uygun olan yetki, görev ve sorumluluk yüklenmeli, en ufak bir zorlamada bulunulmamalıdır.
“Gönül istemedik aş ya karın ağrıtır ya da baş” gerçeğinden yola çıkarak çocuklarla olan ilişkilerimizde ve sohbetlerimizde “isteklilik” esasına göre hareket edilmelidir.

Asıl önemli olan ise çocuklarımızın eğitiminde kullandığımız dildir.
Özellikle çocuklarımıza karşı kullanılacak dilin emir, istek ve rica kiplerinden hangisinin seçilmesi gerektiği çok önemlidir. En uygun dil seçilmiş olsa bile aşırı tekrarlardan kaçınılmalıdır. Aksi takdirde çocukta “söyleneni anlamıyor” ya da yapılmak istenilenin “nasıl yapılacağını bilmiyor” gibi algılandığını düşünmeye başlar. Bu da çocukta isteksizliğe, bıkkınlığa ve yılgınlığa sebebiyet verebilir.

İstek ve emirleriniz çocuğun bireysel özelliklerine uygun kısa, öz, anlaşılır şekilde ve sevgi diliyle mümkünse sohbet havasında olmalıdır.

Yapacağınız çalışma veya yapılacak iş ile alakalı gerekli açıklama ve bilgilendirme yapılmalı, planlama sırasında çocuğun isteklerine ve fikirlerine de yer verilmelidir. Bu aşamada çocuğun ilgi ve istibdadına uygun planlama yapılmalı, severek ve isteyerek çalışması sağlanmalıdır.

Asıl önemlisi de bu çalışmalarda çocuğa yüklenecek yükün miktarına ve muhteviyatına çok dikkat edilmelidir. Çocuğun iş ve çalışma temposunda zorlanmasına asla meydan verilmemeli hatta “çocuk merkezli” olmak kaydı ile gerekli destek ve rehberlik hizmeti verilmelidir.

Her bireyde beğenilme ve takdir edilme arzusu vardır. Buna karşın beğenilmemekten ve yergiden asla hoşlanılmaz. Bu duygular insanın yaratılışında var olan duygulardır.

Bu çerçevede küçük kusur ve başarısızlıkları, hoşgörü penceresinden bakarak gerekli açıklamalarla düzeltilmeli en basit ve en küçük başarıları bile takdir ve taltif edilmelidir. Böylece gururu okşanan çocuğun çalışma şevki ve azmi artar, yaptığı iş ne olursa olsun severek ve isteyerek yapmasına zemin oluşturur.
Beğenilen veya takdir edilen birey yaptığı iş ya da çalışmanın daha fazlasını isteyebilir.

Anne, baba ve eğitimciler olarak bu isteklere cevap verilirken çocuğun yapacağı çalışma taşıyabileceği ölçüyü geçmemelidir.
Çocukla olan çalışmalarımız emir niteliğinde değil, arz-talep çerçevesinde olmasına özellikle dikkat edilmelidir.

Bu sayede çocuğun işini severek ve isteyerek yapması sağlanmış olur.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi