USTAM
Ustam, ben bu kenten giderim
Yüzümü toprağa, sesimi maziye gömerim
Kalırım, iki satır
anı da
Bir şiirin mısrasında,
Bir damla gözünden süzülen yaşta
Ustam, ben bu şehri terk ederim
Ne seherde, düşünü bölerim
Ne gece, en tatlı uykunu
Ne de gündüz hayalin de olurum
Ustam, ben bu memleketten giderim
Adım yazılır
İki karış mermere
Sarılır bedenim, beş metre kefene
Dizilir üzerime, üç beş tahta
Hepsi bir boyda
Atılır, en sevdiğimin elinden
İlk kürek toprak
Ustam çürür bedenim derdim kalır içimde
Bedenim çürürken yaban otlar yeşerir üstümde
çiçeklerin açmasına fırsat vermeden
Soldurur gülleri, tıpkı hayatımıza giren insanlar gibi
Ustam, giderim, saat farketmez
Üstü kapaklı bir tahta sandık içinde
Dört koldan taşır en sevdiklerim
Sağlığımda sormasalar da
Beklerler musalla taşında
Ustam, bak giderim
Bir metrelik çukuruma
Yare hasret özlemim
Göz bebeklerimde
Gömersiniz değil mi ustam