BİYOGRAFİ
Giriş Tarihi : 13-03-2024 20:37

Ömer Seyfettin / Hakan Cucunel

Yazan: Hakan Cucunel -ÖMER SEYFETTİN

Ömer Seyfettin / Hakan Cucunel

ÖMER SEYFETTİN

Türk-Yunan savaşının yaşandığı ve yenilginin acısının Türk Milletinin yüreğine çöktüğü yıllarda, gerçek bir aydın özgüveni gösteren Mehmet Emin Yurdakul, eserinin adını “Türkçe Şiirler” olarak seçmiştir.

Türkçenin ve Türklüğün kullanılmasının benimsenmediği o yıllarda bu isim bile büyük bir karşı çıkıştır. Üstelik şair, şiirinde “Ben bir Türk’üm, dinim cinsim uludur” demektedir. M. E. Yurdakul, sanat yapma amacı taşımayan şiirlerinde bir uyanışı başlatamaya çalışmaktadır.

Birkaç yıl sonra Yusuf Akçura, “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesinde, Osmanlı aydınına çıkış yolunu göstermekte ve İslamcılık, Batıcılık ya da Osmanlıcılık ile yıkılmakta olan devletin kurtarılamayacağını tarihsel birikimi ile kanıtlarıyla anlatmaktadır. Bu makale de, Türk uyanışının önemli belirtilerinden biri olmuştur ve etkilerini göstermiştir. Türk, artık uyanmaktadır.

Bir devlet vardır. Yaşam süresinin sonuna gelmiştir. Avrupa’nın sömürgeci devletleri kendi içlerinde paylaşım planları yapmıştır. Ülke içerisinde etnik, dinsel ve mezhepsel ayrılık ön hazırlıkları yapılmaktadır. Bir yandan Ermeniler, bir yandan Kürt aşiretleri iç isyanlara yeltenirken Arap yarımadasındaki şeyhlere bağımsız devlet sözleri ve İngiliz altınları dağıtılmaktadır.

Osmanlı aydını ise seçeneksizdir. Kafası karışıktır. İşte bu nedenle Yurdakul ve Akçura ve onun gibi niceleri Türkçülük uyanışını başlatmışlardır.

Yurdakul, şiirde Türk olduğunu ve sade Türkçenin yanında olduğunu yüksek sesle söylemiştir.

Bu gelişmelerin hemen ardından Ömer Seyfettin, Selanik’te çıkmakta olan “Genç Kalemler” dergisinde “Yeni Lisan” başlığıyla bir makale yayımlamıştır.

Türkçe Şiirler ve Üç Tarz-ı Siyaset’in bir devamı da sayılabilecek olan bu makalede Ömer Seyfettin, aslında bir zamanlar Karamanlı Mehmet Bey’in fermanında buyurduklarını anımsatmıştır. Bir bakıma da Türk-i Basit hareketini başlatan, Tatavlalı Mahremi, Aydınlı Visali, Edirneli Nazmi’lerin başaramadığı sade edebi dil uyanışının devamı olmuştur.

Tarih boyunca sade Türkçe ile yazma arzusu, dönem dönem ortaya çıkmış ancak varlığını devam ettirememiştir. Ömer Seyfettin, gerçek bir kısa öykü ustası olarak dil konusunda düşüncelerini dile getirmiştir. Ali Canip Yöntem’e yazdığı bir mektupta belirttiği gibi “Yeni Lisan” makalesi bir “ihtilal”dir. Ve başarılı olduğu çok açıktır.

Ömer Seyfettin, yazdığı makalede kısaca şunları ifade etmiştir. Öncelikle hiç bir yabancı dilin dilbilgisi kuralına göre sözcük ya da tamlama yapılmayacaktır. Türkçenin son derece gelişmiş ve yerleşmiş dilbilgisi kuralları vardır.

Uzun yıllardan beri dilimize yerleşmiş ve Türkçeleşmiş sözcükler dışında Türkçesi zaten olan sözcüklerin yerine başka dillerden gelen sözcükler kullanılmayacaktır.

Aslında, bu iki istek bile kendi döneminin şartlarında Ali Şir Nevai’nin “Muhakemet’ül Lügateyn” eserini yazması ile benzer etkileri yapmıştır. Ömer Seyfettin’in yazdığı makale, son derece uygulanabilir ve net isteklerden oluşmuştur. Bu beklentilerin ütopik yanları yoktur.

Türkçülük düşüncesinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan sade Türkçe, bir yönüyle dönemin diğer belirgin düşünce akımlarından farklıdır. Örneğin Osmanlıcılık düşüncesi önce devlet tarafından desteklenmiştir. Daha sonra bu düşüncenin edebiyata ve sosyal bilimlere etkileri görülmeye başlamıştı. Oysa Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi dönemin Milli edebiyaçılarının benimsediği Türkçülük  akımı edebiyat alanında doğmuş daha sonra yönetici iradeyi etkilemiştir.

Yaşadıkları dönemin Türkçülük düşüncesi hiç bir şekilde ırkçılık değildir. Takip eden dönemlerde ortaya çıkan Cumhuriyet Devriminin uyguladığı Türkçülük, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Ali Canip yöntemin Türkülüğünün aynısıdır.

Ömer Sefettin kısa öyküde, sade dilin en başarılı örneklerini  vermeyi başarmıştır. Tarihsel olarak Ömer Seyfettin’in yazdığı bu öyküler sade Türkçenin yüksek anlatım gücünü ve derinliğini yeni kuşaklara öğretmesi nedeniyle büyük bir önem taşır. Yazar, kısa öykülerinde o kadar başarılıdır ki bugün hâlâ onun yazdığı öyküleri her kademeden öğretim kurumlarında görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz. Yazarın yazdığı çok sayıda öykünün konuları çeşitlidir. Çocukluk anıları, askerlik anıları konularının başında gelir.

Çok erken yaşta vefat etmesi büyük bir kayıptır. Ömer Seyfettin hem bilinçli bir Türkçü hem de çok başarılı bir kısa öykü yazarıdır.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi