NİSAN YAĞMURU
Canım çalışmak istemiyor bugün
Yemekte istemiyor
Kahve de çay da.
Bir şeyim yok, merak etme
Yağmurlardan olsa gerek
Böyle olurum bazı günlerde, bu ayda.
Canım seni istiyor
Sen de yoksun ne fayda.
Yoksun diye gücenmiyorum
Senin de canın birşey istemediği günler oluyor
O zamanda ben olmuyorum.
Olmazların insanıyız malum ikimiz de.
Ateşi su söndürür..
Oysa, bu nisan yağmurlarında
daha bir harlanır oldu yangınlar içimizde.
Kabahati, nisan yağmurlarına yüklediğimi sanma
Nedense yakar içimi yanağımdan süzülen her damla
Sana kıyamam
ben ıslandım bari sen ıslanma.
Bakarsın bir nisan yağmurunda söner ateşimiz, ıslanırız ikimizde.
Çocukluğumun nisan yağmurlarını yazmak isterim şimdi sana
Tarlada çamur, teknede hamur, ver Allah"ım ver, gani gani yağmur, dediğimiz günleri.
Ya da yağmur yağıyor, seller akıyor, arap kızı camdan bakıyor, manisini söylemek
Gülümserdik ikimizde ...
Silerdi yağmur içimizdeki bu amansız hüzünleri.
Ya da nisan yağmurlarını yutan istiritye ve incinin hikayesini anlatırdım yeniden.
Yarınlar umut vadetmiyor bize kuzum..
O sebeple biraz da
bahsedişim hep bugünden hep dünden.
Velhasılı yağmurdan değil "Nisandan" hiç değil..
İçimdeki hüzünden bu duygu hali, içimdeki hüzünden.
Yağmuru severim bilirsin
Islanmayı severim.
Bilirsin her zaman beraber yağmurda ıslanalım derim.
Faydası olur mu bilmem..
Beraber ıslanınca yunup arınacakmış gibi gelir hüznü kederim.
Laf lafı açtı gene baksana.
Gene nereden nereye geldi mevzu.
En iyisi susmak..
Nisan geçene kadar
Bu nisan yağmurları ıslatmaz, yakar bizi.
Yağmurlar sele dönüşür
Seller denize karışır
Denizde girdap boğar ikimizi
Nihayetinde..
bu ruh halinde
Bu içimi yakıp kavuran nisan yağmurunda,
Bilmem daha ne söylenir ne denir be gülüm.
Umut bir yağmur tanesi..
Bir kuru dala düşer
Belki filizlenir be gülüm.
Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım