MADEN OCAĞI
Ben Anadolu köy çocuğuyum.
Bilmezdim öyle sıcak ana kucağı
Hiç yeni olmadı ki giydiğim gocuğum
Ekmek teknesi idi bize maden ocağı
Babam kazardı tırnakları, elleri ile kömür
Gelirdi eve gözlerinin altına çekilmiş sürme
Kimine kısa kimine uzun yazılsa da ömür
Derdi maden ocağı bize cennetten türbe
Herkes sıcacık evinde ısınırken sayelerinde
Yaşarken kimi küçük kimi sarayda, dağ evinde
Binlerce metre yerin altına girerdi babam
Ölüm vız gelir, derdi bize o yerin dibinde
O gün günlerden on dört Ekim cuma günü idi
Haber geldi patlama olmuş maden ocağında
Anam, bacım, komşum herkesin kara günü idi.
Feryat figanla ürkmüş bebeler ana kucağında
Anam üstüne hırka bile almadan koştuk
Tel örgüler bile diken oldu bize beklemekten
Siren sesi çaldıkça feryat ffigala coştuk
Acılar ikiye katlandı gözyaşına kan eklemekten
Tek tek çıktıkça yerin altından can verenler
Sarıldım baba baba diye her ceset üstüne
Ağıtlar yakıp yürek parçalarken o gelenler
Bitap düştü vura vura hep göğsünün üstüne
Çıktıkça yerin altından siyah el, siyah yüz
Artık bahar gelmez bize her yer karanlık güz
Bir avuç kömür uğruna verilirken bunca can
Artık zor gelmez yıkılsa da her yer dümdüz
Hangi para geri getirir, hangi ilaç çare olur
Ecel oldu sevdiklerime o maden ocağı
Şimdi bizi babam gibi kim kollar, kim korur?
Ecel oldu gönülde ektiklerime maden ocağı
Babamı aldı canımı canımın yarısı artık yoktur
Siz ısınırken bize mezar oldu maden ocağı.
***
Bartın'da maden ocağındaki patlamada vefat eden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun (Truva Edebiyat Dergisi)