ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 13-05-2023 18:43   Güncelleme : 13-05-2023 18:49

Heybe / Aydın Hanzala

Yazan: Aydın Hanzala -HEYBE

Heybe / Aydın Hanzala

HEYBE

Gözlerinde ürkek, yabani bir bakış, buz tutmuş sanki yüreği, zihinsel ve ruhsal bir hissizlik içinde gibiydi.

Çok umarsız, çok ilgisiz görünüyordu, hayata karşı direnecek gücünü kaybetmiş, zihnindeki kederli düşünceler gözlerine yansıyordu. 

Ben kimim, burası neresi, ne işim var burada, neden her yer karanlık, neden ışıklar sönük neden aynalar kırık?..

Yabani gözleri etrafa ürkekçe baksa da, anlamlı bakışlarında sorular gizliydi...
Bir şeyler arıyor gibiydi...

Sağına, soluna baktı. Sağından ve solundan yükselen sesler duydu.
Sesler birbirine karışıyor ve büyük bir gürültüye dönüşüyordu...

Kelimeler umutlara kurşun sıkıyordu, sözler anlam derinliğini kaybediyor, hayalleri yerle yeksan ediyordu...

Elini cebine koydu, bir heybe bulup çıkardı. Heybeyi açıp içine baktı, heybenin içinde iki ayrı cep vardı. Birine elini koydu. İçinde küçücük bir kalp vardı. Hiç gelişmemiş, büyümemiş minicik masum bir kalp...
Hayretle baktı. Kalbin atışları o kadar güzeldi ki bir süre dinledi, nedensiz bir huzur duymaya başladı..
Sonra o kalbi alıp narin bir şekilde masanın üstüne koydu...

Heybenin diğer cebine elini koydu. İçinde kalpten daha küçük bir şey vardı. Zerre misali minicik olan şeye baktı. Son derece etkileyici, insanın aklını başından alacak kadar tesirli bir şeydi...

Dikkatle odaklandı, gözleri dehşetengiz bir hale büründü. "Bu minicik şeyde ne böyle? Bu minicik haliyle müthiş etkiliyor, esir ediyor insanı."
Adını bilmediği bu şey ve bu şeyin tesir gücü büyük bir etki bırakıyordu...

Sonra bu minicik şeyi alıp masanın diğer ucuna koydu. 
Masada bulunan kalp birden tedirgin oldu, müthiş bir huysuzluk kapladı onu. Atışları kontrolsüzleşmeye başladı sanki boğuluyor gibiydi....

Kalbe yanaştı ve;
"Neden rahatsız oldun?" diye sordu
Kalp;
"Budur beni et parçasına dönüştüren, insan bağrında anlamsızlaştıran şey" diye cevap verdi.
"Nedir bu, neden senin üzerinde bu kadar büyük etkiler meydana getiriyor?"
"O değil bana etki eden, o insana etki ediyor, onun etkisinde kalan insan ise beni yok sayıyor."
"Bu minicik şey insanı, insan ise seni mi esir ediyor? Şaşılacak şey doğrusu"
"Sen az önce onu heybenin cebinden çıkarırken nasıl etkilendiğini, onun tesirinde nasıl kaldığını farketmedin mi?"

Bir an beynine balyoz inmiş gibi oldu, müthiş bir sarsıntı geçirdi ve beş dakika öncesine döndü, hayretle beş dakika öncesi haline baktı...
"Ama hiç farketmedim. Bu yaklaşımın zihnime ışık oldu"
"Bu şeyin gücünün ve tesirinin çok büyük olmasının sebebi insana çaktırmadan ışınlanmasıdır. İnsana ışınlandıktan sonra onun bütün beden coğrafyasına sinsice yerleşir. Damarlarında akan kan gibi bütün bedeninde dolaşır, bütün hücrelerine sirayet eder ve uğradığı her bir yeri uyuşturur. Özellikle insanın iki önemli kilit noktası var ki bilhassa o iki noktayı istila etmeye çalışır. O iki nokta ise kalp ve akıldır."
"Onun adını bana söyler misin?"
"Onun adı her insanın zaafına göre değişkenlik arzeder..."

Editör: Betül Eren 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi