DENEME
Giriş Tarihi : 22-06-2023 23:47

Hayat Yolumuz / Baki Kaymaz

Baki Kaymaz -HAYAT YOLUMUZ

Hayat Yolumuz / Baki Kaymaz

HAYAT YOLUMUZ

Merhaba sevgili dostlar, hepinize gönülden merhaba!

Sıcakkanlı insanlarız hepimiz. Bir günümüz bir günümüzü tutmaz. Gün olur bir değirmen taşının bitimsiz döngüsünü yaşar gibi hissederiz kendimizi. Günler geçmez olur, sıkıntıdan patlarız. Bazen de bir yıldırım hızıyla gelişir olaylar, şaşar kalırız. Bazı gün kara kışa keseriz, dipsiz kuyulara düşeriz, her söylenen batar sanki. Bazen de duygularımızın seline kaptırırız kendimizi, sağanak olur yağarız. Bir kuşun kanat çırpışıyla gelir bazen mutluluk, ıhlamur ağacının kokusuyla ya da bir ananın bebeğini şefkat ile koklayışında yakalarız onu… Küçük bir tehditle karşılaşsak sincap tedirginliğine düşüveririz kimi gün ya da biri damarımıza bassa tırmanıveririz hemen öfke yokuşunu. Sevinç de, keder de, özlem de insan için…

Belki de içimizden bunca şair çıkması bundandır. Yaşama dair, insana, umuda, umutsuzluğa, öfkeye dair; özleme, hüzne; ille de sevgiye, sevdaya dair duyguları en iyi dizeleştirenlere “şair” deriz. Ve onlara bir başka değer verir, onları farklı överiz. Kaynağını şairlerimizden aldığımız duygu seline kapılırız zaman zaman. Onların yaşama sevinci ile dolar yüreklerimiz, kaygılarıyla, sevinçleriyle, heyecanları ile sıklaşır nefeslerimiz… Evet, “Her şey insanlar için.”

DÜŞÜNDÜN MÜ?..

Hayat, ömür, yaşamak ve yalnızlık...
Bizler farkında olsak da olmasak da
Akıp gidiyor sımsıkı tuttuğumuz avuçlarımızdan

Hayat farklı bir gün batımıdır hepimiz için
Ve her gün batımı yine kendimize seslendiğimiz
Gizemli bir ömrün can acıtan sözleridir

İşte bir gün daha gitti keşkelerle dolu ömürden
Yine “bugün” de dün olacak, “dün” ise bir anı
Anılar... Geçmişimizin rüyalarıdır bize geleceğimizi hatırlatan

Her gün üzerinde yürüdüğümüz kaldırım taşları gibi
Unutturmazlar bizlere kendilerini
Ölümün elinden bir şeyler kurtarmak istermişcesine
Her gece yüreğimize gömdüğümüz gözyaşı olur akarlar
Yine gönüllerimize...

Geceler... Bazen yalnızlığın üzerine dökülen kor ateşi gibi
Bazen de gelecek günlerin güzelliğini haber veren…
Koyu karanlık ve sisli gecelerde muzdarip olmak mı?
Doğan güneşin sabahında mutlu olmak mıdır?

Bizim elimizde midir birisini seçebilmek?
“Neden?” diye sormayın hemen
Gizemlerine ulaşabilen olmamıştır henüz hayatın

Aradığımızın ne olduğunu biliyor muyuz?
Arayacağımız yer belli mi?
Bakınırız sadece, güçlük çekeriz işaretlerini tanımakta

Endişeler kollarını doladığında göğsümüze

Daralan kaburgalarımız haber verir zamanın boşa geçtiğini

Yine de birisi “Nasılsın?” diye sorsa
“İyiyim.” deriz alışkanlıkla, çaresizlik ifade eden bakışlarımızla

Heyhat! Ne büyük bir merak içindedir bu bakışlar
Sormak istermişcesine hayattan neler beklediğini

Gün içindeki yaşamında imkânsızlıklar içinde kıvranırken
Ama zordur bakışlarını kaçırmak, ondan kurtulmaya çalışmak…

Hep umulmadık anda karşılaşırız hayatla günübirlik yaşamda
Sorularını ikinci kez “Düşündün mü?” der gibi soracağını bilerek...

Ahhh! Şimdi ne güzel olur yeniden başlamak hayata
Çocukluğa, sevgiye, sevmeye hayal kurmaya...

Editör: Hamit Gözümoğlu 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi