HAYAL KURSAM
Ahşap kapılı
eski evin,
Mor salkımlı bahçesinde dizlerimin üstüne çöksem
Gözlerinin içine baksam
Sonra kalksam
Kulağına kiraz ağacından bir çift kiraz taksam.
Bahçenin tam ortasında duran tulumbadan su çeksem,
Evden bakır cezveyi kapıp gelsem
Közde sana kahve yapsam
Gülüşün ile kahveyi tatlandırsam
Ve seni Yaradan Allah'a kırk yıl kurban olsam...
Senin mutlu gününde
Mutlu gülüşün ile
Mutlu olsam
Sonra hayata gözlerimi yumsam...
En büyük mutluluk sevildiğini bilmek değil midir?
İmkansız mı gözlerinin derinliğinde boğulmak;
İmkansızı başarmak da bir çeşit eğlence değil midir?