GÖNLÜMÜN İÇİNDEKİ KARANLIK
Ey be dünya ..!
Geldim bir akşam üstü sana....
Elimde boş bir sepetle....
Bir pazar yeri geziyorum.....
Tüm tezgahlar rengarenk !
Gönül var , yürek var, kalp var !
Oysa ben;
Çıplak bedenime giydirecek,
Beni arıyorum,
İnsan arıyorum....
UTANIYORUM !
Hayır yaşam;
İyileşmeden ölmemeliyim..
Ölesiye birbirimizle kavga ediyoruz..!
Hadi bakalım
Kim güçlü.?
Sen mi ? Yoksa ben mi ?
Kendi nefsin için sevmemelisin, insafsızsın..!
Gülümse şimdilik ben de ki bu çıplaklığa...
Seyret, nasıl da berbat duruyor.
Ve bu merhametsiz et parçası ...
Nasıl da kimsesiz gibi!
Gönül yok, yürek yok, kalp yok
Ve yaşam bu ızdıraba esir
Varlık bir karanlıktan ibaret
Son nefeste evlat hiç, ana baba hayal
Yaşam yürüyor üzerime,
Kovduğu sabah ile dertleşirim
Derim;
Bu karanlıkta mutluluk yok, hep dert
merhametsizce , kuşanmışlar topu , tüfeği
Ölümü düşünsem,
Cehenneme teslim edilecek ruhum
Gecenin celladı çok vurdu kellemize de
Can çekiştik lakin can vermedik
Gece ölmeyeceğim ..!
İyisi mi beni beklesin gündüzün Azrail'i.
Sevdiğim ne varsa gözlerimde uçuyor
Bir uzanabilsem içime çekeceğim;
Kalbimi, yüreğimi, gönlümü
Ölüm hak mıdır ki ?
Hiç yaşayamadan..
Başedemedim.....
Yenemedim...
İsyanda bu gönül..!
İyisi mi;
Vursun göz yaşlarım benden kalan yaşamı
Örtünemedim, örtemedim ayıpları
Gönlümün içindeki karanlıktan,
UTANIYORUM