ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 03-05-2023 17:14   Güncelleme : 03-05-2023 17:23

Garip Bir Rastlantı -4 / Nihat Toğlu

Yazan: Nihat Toğlu -GARİP BİR RASTLANTI /4

Garip Bir Rastlantı -4 / Nihat Toğlu

GARİP BİR RASTLANTI /4

Yusuf gelişimini durdurmaz daima yeniler kendini, zihinsel olarak sürekli bir gelişim ve değişim içindedir. Ne yazık ki aynı gelişim ve değişimi ruhsal ve duygusal olarak gerçekleştirmiştir diyemeyiz. Çünkü o hep bir çocuk kalmıştır.

Yusuf bir yanıyla sürekli büyürken, diğer yanıyla sanki küçülüyordu.

Yusuf tek bir kişiden oluşmuyordu; aslında o iki kişiydi; iki zıt, iki ayrı kişiydi bir bedende.
Bu iki kişi bir bedende orantılı büyümüyordu, aksine iki toy aşığın birbirlerine olan kahredici kaprisleri gibi davranıyorlardı.

Dış yanı son derece ağır başlı, mazbut bir kişilik iken iç yanı tam tersi bir kişilik sergiliyordu.

Kendisine gösterilen bir samimiyet gördüğünde afacan, şımarık bir çocuğa dönüşürdü, fakat aynı Yusuf kendisine gösterilmeyen samimiyet karşısında aynı resmi havaya bürünürdü ve asla çizgisini aşmazdı.
Bu ruh hali kişiye göre şekillenen bir ruh hali değildi, içindeki küçücük çocuğun bir uyanış halidir.

Başka bir deyimle resmi, ağır başlı, samimi fakat ciddiyetini koruyan ortamlar Yusuf'un içindeki çocuğun uyku hapı gibidir, bu tür ortam ve arkadaşlıklarda asla o çocuk uyanmaz sürekli uyku halindedir.

Ancak tam tersi; samimiyet boyutu şakaya dayanan, rahat olan ve rahatlık garantisi verilen ortamlar ise içindeki çocuğu uyandıran büyük gürültüler gibiydi. İşte böylesi bir ortamda Yusuf  beş yaşındaki çocuk gibi olur, yaramaz/afacan/şımarık bir hüviyete bürünür. Haliyle bu durumdan hayli incinir, incitilir ve mesafelerle karşılaşır. Durum bu olunca yalnızlık yine yeşerir onun ruhunda.
Oysa Yusuf kendinin bu davranışını çok doğal kabul eder ve insan doğal olmalıdır tezini hep savunur.

Yusuf'un bu halet-i ruhiyesi  onu olumsuz etkiler, kendinden, çevresinden alınır, zaten alıngan bir kalbe sahip olup, çok çabuk incinir, kırılır, küser, yalnızlığa bürünür.

Bu kırılganlığı, çabuk incinir hali, küsen ruh hali Yusuf'ta anlaşılmaz haller, anlamsız davranışlar oluşturur.

Yusuf zihinsel olarak kendisini yetiştirmeye devam eder, bir noktadan sonra marjinal dahi kabul edilir, yeni düşüncelerle, yeni yazarlarla tanışır, fikir ve düşünce düzeyi yavaş yavaş yükselir.

Alışagelmiş yazarlardan soyutlanır, nerede marjinal bir yazar varsa alır kitabını okur. İki yıl boyunca kesintisiz hafta da iki üç eser okur, kendini hayli okumaya verir. Okumakla kalmaz aynı zamanda okuduğu her kitaptan yeni düşünceler, fikirler üretir, yeni ufuklar, yeni bir dil geliştirir ve edindiği fikir ve düşünceleri kağıda dökerdi.

Anlaşılmaya mahtaç olan Yusuf yeni düşünce ve fikirlerle insanların arasına girince anlaşılmaz durumu tavan yapar.

Zihinsel, fikirsel olarak bu kadar hızlı gelişen Yusuf, maalesef duygusal olarak yerinde saymanın ötesinde geriye doğru küçülüyordu sanki, yani gittikçe çocuklaşıyordu.

Sanırım Yusuf kendini farkettikçe yoksunluklarını görüyor ve duygusal ve ruhsal  boşluklara düşüyordu.

Bir şekilde boşluklarını doldurmaya çalışıyor gibiydi.

Bu sebeple Yusuf'ta inanılmaz bazı haller oluşmaya başlar. Artık kendiside gayet iyi biliyordu ilgiye, sevgiye, değere aç bir insan olduğunu ve yavaş yavaş anlıyordu duygularının neden onu böyle sürüklediğini. Yani içindeki boşluğun farkına varmıştı fakat talihsiz bir olaydan sonra yoğun bazı araştırmalara girmiş ve büyük bir gerçeklikle karşılaşmıştı.

Tam anlamıyla bir hayalkırıklığı içine düşmüştü ve Yusuf bu gerçeği farketmekle ruhuna sağanaklar gibi hüzünler yağmaya başlamıştı...

Yusuf yapmış olduğu bazı araştırmaların sonucunda karşılaşmış olduğu durum kendisini hayalkırıklığına uğratır.

Bir güzel yoksunluk, güzel diyorum çünkü yaşamış olduğu bir yoksunluk onun bütün hayatını etkisi altına almıştır.

Bu yoksunluk beraberinde bir çok olumsuzluklara düşmesine sebebiyet vermiştir.
Özgüven eksikliği, kendini ifade edememe, garipsi korkular, müthiş bir çekingenlik, cesaretsizlik tüm bunları bağrında taşıyarak yaşamak gibi sorunlar zinciri...

Her insanda olduğu gibi Yusuf'ta da sağ ve sol beyin lobu vardır.

Yusuf yaptığı araştırmaların birinde sağ beyin lobu sevmeye, ilgi duymaya, takdir etmeye, değer vermeye, fedakar olmaya yönelik içten dışa yansıyan işlevler barındırdığına şahit olur.

Elbette sağ beyin lobu bununla sınırlı değildir.
Sol beyin lobu ise içe dönük bir işleyiş görür; takdir edilmek, sevilmek, ilgi duyulmak, beğenilmek, vefa görmek gibi dıştan içe yönelik bir işleyiş barındırır.

Yusuf'un daha çok sağ beyin lobunun işlek olduğunu söyleyebiliriz.

Çünkü sevmek konusunda sınır tanımıyordu. Bu durum onu halden hale düşürüyordu. Yusuf'ta ki bu durum aylarca çöl yolculuğu yapmış olan bir devenin suya üşüşmesi gibidir.

Deve o ağır, kavurucu çöl yolculuğunun sonunda suyu görünce kana kana içer ya işte Yusuf'ta böyleydi, sanki hiç kimseyi sevmemiş, sanki hiç kimseye değer vermemiş gibi bir ruh hali içindeydi.

Anlaşılan o ki bu ruh hali aslında sevilmeyi çekmeye yönelik bir adım gibidir.

Toprağa tohumu atıp gereken emeği verdikten sonra mahsulü almaya benzer. Yusuf'ta farkında olmayarak gönüllere sevgi tohumu atar fakat asla mahsulünü alamaz bu sebeple daima bir ekim içinde kalır.

Bu durum Yusuf'ta orantılı işlemez değer vermek, saygı duymak, sevmek hep tek taraflı işler.

Yusuf gördüğü her kucağı önemser ve o kucakta ruhunu, duygularını uyutup dinlendirmek gibi bir haleti ruhiyeye büründüğünü farketmez.

Nasıl ki iki üç yaşındaki bir çocuk bir ya da bir kaç gün annesini görememenin ardından görür ve canhıraşla anne kucağına atlar, yapışıp kalır, öyle ki hiç bırakmak istemez, sanki annesini bıraksa kaybedecek gibi bir hisse kapılır ve bu durum duygularını tatmin edene, ruhunu sûkunete erdirene kadar devam eder. Ruhunu ve duygularını tatmin ettikten sonra o çocuk normalleşmeye başlar.

Yani duygu ve ruh doygunluğu insanı normalleştirir.

Oysa Yusuf'ta böylesi bir imkan olmadığı için sığındığı her kucakta duyguları ve ruhu dem bulmadan atılır kucaklardan.

O yüzden her kucak bir annedir aslında Yusuf için, Yusuf bilmesede, farketmesede...

Devam edecek...

***

GARİP BİR RASTLANTI /1 OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

GARİP BİR RASTLANTI /2 OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

GARİP BİR RASTLANTI /3 OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi