Advert

Garip Bir Rastlantı /1

Yazan: Nihat Toğlu -GARİP BİR RASTLANTI /1

ÖYKÜ - 21-04-2023 16:52 677 kez okundu.

Garip Bir Rastlantı /1
Advert

GARİP BİR RASTLANTI /1

Yusuf, kendi halinde hüzünlü, düşünceli bir  kişiliktir. Sanki bir şeyler kaybetmiş de onun karanlık yasına bürünmüş bir ruh-i haliyet içindedir.

Zaman zaman nedensiz sessizliklere bürünür, her şeyden el etek çekerek hayattan uzaklaşır.  Konuşmayı sevmez, en acı, en kederli hayaller kurarak kendini acı ile demler.
Böylesi hayallerden adeta zevk alır, ruhunu huzura kavuşturmaya çalışır fakat yüreğine çöken ağır hüzün onu her şeyden biraz daha uzaklaştırır.

Büyük kalabalıklar içinde garip  yalnızlıklar yaşar, belki de garip değildir yalnızlığı..
Bir şeylerin eksikliğini hissediyor fakat ne olduğunu bilmiyor.

Sanki bilmediği bir şeyler arıyor gibi bir ruh-i haliyet içinde lakin kendisi de bir arayış içinde olduğunu kesinlikle bilmiyordu.

İnsan hassas bir varlıktır.
Tamamlanmak her insanın hayat içindeki en doğal hakkıdır ve insan farkında olmasa da eksikliğini tamamlamak için daima bir arayış içindedir.

Kalbin, ruhun ve duygunun mutmain olması eksik yanlarının tamamlanmasıyla mümkün.
Bu hayatta en büyük buhranlardan, en derin ruhsal sorunlardan biri de insanın kendi eksik yanını bilmemesidir.
Bilmeyiş, başlı başına ruhsal/psikolojik sorunlar yaratır.

Yusuf da bu garip halet-i ruhiye içinde, garip ama acı bir gerçeğin içine düşmüş bir halde olduğunun farkında değildir.

Ne aradığını bilmemek ve ne aradığının farkında olmamak yeterli bir sessizliktir...

Yusuf insanları sevmek, onlara karşı fedakar ve vefakar olmayı hayatının önemli prensibi kabul etmiş bir kişiliktir.

Fakat bu kişiliğin altında ne tür nedenler yattığı ya da böyle bir kişiliği oluşturmasına sebebiyet veren unsurlar nelerdir?

Gerçekten bu kişilik bilinçli bir tercih mi yoksa yaşadıkları mı onu böyle bir kişiliğe taşıdı?
Çünkü fedakarlıkta sınır tanımayacak kadar ileri boyutlara ulaşmış bir yaşayışı kanıksamış,
vefakarlıkta ise kendisine yapılan bir iyiliği on misliyle karşılık verse bile ödenmemiş/karşılık bulmamış kabul eden bir boyutta.

Yüreğini öyle geniş tutmuş ki  her insana severek yardım etmek, her insana ulaşmak için bütün gayretini sarfediyor. Sanki insanları mutlu etmek için yaratılmış gibi.

Yusuf insanları yaşamaktan kendini yaşamaya fırsat bulamamış, kendisiyle başbaşa kalma imkanını kaybetmiştir.

Gerçekten bilinçli bir tercih mi bu kişilik?
Belki de Yusuf'un çocukluğuna inmek gerekir, çocukluğundan itibaren irdelemek gerekir; yaşadıkları, kendisine yaşatılanlar nelerdir diye öğrenmek gerekir...

Yusuf'un çocukluğu bazı travmalarla geçmiştir,
Bütün hayatını alt üst eden garip bir düşünce sanki hayatının dengesini almıştı elinden.

Garip bir düşünce; henüz altı yaşlarındayken sıradışı bir düşünce onu kaplamış, bütün hücrelerine kadar sirayet etmiş ve ilk defa kalabalık bir aile içinde Yusuf kendini yapayalnız görmüştü...

Ne sığınacak bir anne, ne bir baba, ne bir abla, ne bir ağabeyi ve nede kardeş bulabilmişti.
Korkak ve ürkek bir kedi yavrusu gibi sığınmaya çalıştığı her kucaktan dışlanmıştı sanki.

İşte ne olduysa o akşam üzeri zihnine düşen düşünceyle oldu.

Yok olma korkusu herkesi perişan eder, bir de altı yaşında bir çocuğun bunu yaşadığını düşünürsek içler acı bir manzarayla karşılaşırız.
Yusuf'ta yok olma korkusu müthiş bir yoksunlukla sonuçlanır...

(Not: yok olma korkusu Yıldızlara bakarken hikayesinde detaylandırılmıştır)

Çünkü yalnızlığına şahit oldu, bu dünyada ne yapacaktı?

Gerçi yok olma korkusunu atlatmıştı fakat derin hasarlar bırakmıştı geride o düşünce Yusuf'ta.

Suskun, yalnızlık hissi, değersizlik psikolojisi, sevgisizlik yavaş yavaş yeşermeye başlar.
O kadar suskun ve sessiz kalır ki adeta konuşmayı unutmuş gibi olur, ürkek, çekingen, cesaret yoksunluğu hızla hücrelerine yayılır, o kadar ki kendisine adı sorulduğunda adını söylemeye çekinir ve asla söylemezdi.
O yaşanmışlık Yusuf'ta değersizlik ve sevgisizlik psikolojisini yüreğinde ve zihninde kökleştirmiştir.

Zaman zaman kendini suçlar, beceriksiz olduğuna kanaat eder, işe yaramaz bir ahmak gibi görür kendini, bu düşünceler uzayıp gider ve en nihayetinde kendine lanet ederek kendinden intikam almaya çalışıp yüreğini rahatlatmaya çalışır.

Garip bir halet-i ruhiye içine bürünür, hep saklanır, gizlenir, uzaklaşır...

...Devam edecek...

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Ayna Ayna Söyle Bana / Yadigar Uyar Özyapan

Ayna Ayna Söyle Bana / Yadigar Uyar Özyapan

28-03-2024 - ÖYKÜ

Gerçek mi Rüya  mı Hayal mi? / Birsen Yurdakul Tomurcuklu

Gerçek mi Rüya mı Hayal mi? / Birsen Yurdakul Tomurcuklu

28-03-2024 - ÖYKÜ