ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 23-04-2023 23:19   Güncelleme : 23-04-2023 23:25

Garip Bir Rastlantı /2

Yazan: Nihat Toğlu -GARİP BİR RASTLANTI /2

Garip Bir Rastlantı /2

GARİP BİR RASTLANTI /2

Günler böyle akıp giderken yavaş yavaş büyür fakat büyüdükçe ruhu, duyguları, kalbi hep yerinde sayar ve yetişkin bir çocuk olma yolunda hayat serüveni başlar.

Kendini kanıtlama, varlığını çevresine ispat etme gayretine kendiliğinden bürünür.
Çok ağır başlı fakat bir o kadar da çocuk ruhlu olur.

Kim bilir belki de şizofrenik bir yapıya bürünmüştür. Kendini asla sevmez, kendine asla değer vermez, varlığını çevresine adar.

Garip olan bir şey var ki Yusuf hayatta gayet başarılı bir insandır fakat kendi başarısını görmeyecek kadar da kör biridir ya da yaşadığı ruhsal sorunlar onu ona görünmez kılıyordur....
Ve bir arayış onda başlar fakat asla kendisini bir arayış içinde olduğunu görmez.

Bazen insanlara bakar ve kendine lanet ederek "neden ben de sıradan bir insan gibi değilim, neden ben de mutlu değilim, keşke ben de bu insanlar gibi gezip, dolaşıp, eğlenebilsem, yüreğimi yakan bu sıkıntılardan kurtulabilsem" der kendi kendine.

Yüreğini yakan bazı şeylerin olduğunu biliyor fakat ne olduğunu bilmiyor...

Yusuf, farkında olmayarak bir kişilik değişimi yaşıyordu, sürekli bir şeylerin eksiliğini hissediyor fakat sadece bir his olarak kalıyordu kendisinde.

Çocuk yaşlarından itibaren, o talihsiz düşünce onun hayattaki yalnızlığına şahit olmasına gören göz oldu adeta, ondan sonra içe kapanık bir ruh hali hasıl oldu.

Henüz yedi yaşlarındaydı ki müziğe merakı başlamıştı fakat tuhaf bir müzik eğilimi içindeydi; arabesk hastasıydı, en ağır müzikleri severek dinlerdi.

Asla çocuk şarkıları, müzikleri sevmez, dinlemez hep yaşından büyük şeylere doğru akardı eğilimleri.

Bir Ferdi Tayfur hastasıydı. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay gibi nerede ağır müzik varsa onları dinlerdi. Dinlerken bir yetişkin gibi hüzünlenir, efkarlanır, kendinden geçerdi.

Sanki yüreğinde hüzünler birikmiş de onları bu tür müzikleri dinleyerek daha da arttırmak ve hüzünlerin denizine düşmek istiyormuş gibi.
Hüzünlenmeyi çok seven bir duygu içinde yaşıyordu.

Koca bir yüreği küçücük bir bedende taşıyordu,
Çocuksu eğilimleri çok kısıtlıydı, sanki çocuk değilmiş gibi davranıyor, öyle yaşıyordu.
Hep yaşıtlarından uzak, yalnız bir kişiliğe bürünüyordu.

Yaşıtları okula giderken kendisi evde bir başına otururdu; ya müzik ya da derin düşüncelerle vakit geçirirdi.

Hayatı boyunca tek bir gün dahi okula gitmemiş, hiç bir sınıfı canlı gözlerle görmemiş,
Yalnızlık onu hayatın her alanında kuşatmıştı.
Yaşaması gereken şeylerden uzak, yaşanmaması gereken şeylerin içinde buluyordu kendini, garip olan ise bundan hüzünsel bir haz alıyor olmasıydı.

Fakat Yusuf'un yaşam biçimi ve eğilimleri yüreğindeki ve duygularındaki boşlukları derinleştiriyor ve gittikçe yalnızlaşarak içe kapanık bir kişilik oluşturuyordu.

Eksik yanlar, doldurulmamış duygular, beslenmemiş yürek, önemsenmemiş bir yaşam, değer verilmemiş ya da hissettirilmemiş bir kişilik; hasta bir kişilik oluşturmuştu.

Yusuf, bunların farkında değildi ama kendisinde gördüğü fakat başkalarında görmediği, ya da başkalarında gördüğü ancak kendisinde görmediği şeylerden dolayı ciddi hayıflanmalar içine girerdi.

Bu kıyaslamalar sonucunda kendini normal biri olarak asla görmez ve kendinden nefret ederdi.
Yusuf'un kendine yönelttiği en büyük soru; "neden ben böyleyim, neden bende normal insanlar gibi değilim?"

İşte bu soru onun canını öyle acıtıp yakardı ki tarifi imkansız gibiydi.

Nedeni bilmiyordu fakat o nedeni bütün hücrelerinde yaşıyordu, hadi bakalım Yusuf seni bu hale getiren nedeni gör görebilirsen o çocuk halinle....

Bazen insan yaşadığı garipliklerin, aykırılıkların farkında olmayarak, nedenleri iliklerine kadar yaşar fakat neden böyleyim diye de kendine ardarda sorular sıralar.
Yoksun bırakılmak ne garip şey değil mi?
İnsanın ruhuna ve duygularına acımasızca işkence eder, insanı öyle çocuklaştırır ki akıl sır erdilemez.
Yusuf da böyleydi işte. Kendini tanıdıkça kendinden uzaklaşan bir kimlik, bir kişilik tezahur ediyordu.

...Devam edecek...

BİRİNCİ BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...


 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi