ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 25-11-2023 22:18

Cemil / Nevin Bahtışen

Yazan: Nevin Bahtışen -CEMİL

Cemil / Nevin Bahtışen

CEMİL

Mutlu çocuk kahkahaları yankılandı, uzun yaz günlerinde. Oyuna doymak bilmeyen çocuklar, eve gelmek istemezlerdi.

Ayşe teyze, bisikletiyle hızla yanından geçen Cemil’e seslendi; “Cemil, yavaş git çocuğum”.

Sanki rüzgâra karşı uçarcasına gidiyordu. Cemil, arkasını dönüp bakarken, saçları sarı başaklar gibi savruluyordu.

“Olur, dikkat ederim Ayşe teyze!” derken sesi, rüzgârın uğultusunda kayboldu. Sanki sevgi bestelenmiş de, melodisi kulağını okşuyordu yaşlı kadının.

Ayşe teyze,; “Allah’ım, bu masum çocukları sen koru" diye duasını yaptı. "Ah haylazlar! Yüreğimi ağzıma getiriyorlar yanımdan her geçtiklerinde” diye söylendi.

Eski bir mahalle olduğu, evin yıpranmış yüzünden okunuyordu. Sıcak ve dostane ilişkilerin yüreklere sindiği, paylaşımın yüzleri güldürdüğü bu mahallelerde, hayat derinlemesine ince ince işlenerek kuşaklar boyu aktarılıyordu.

Evin duvarları yer yer canlılığını korusa da, bazı yerlerinin yılların rengini soldurmasını engelleyemiyordu. Mağrur duruşuyla mahallede yerini korurken, sevdiklerini çiçeklerle karşılıyordu.

Cemil’in annesi Zehra, çiçeklere çok düşkündü. Pencere kenarlarında ve yan taraftaki bahçesinde, çeşit çeşit çiçekler boy vermiş; ılgın ılgın kokularını mahalleye sabırla, keyifle üfürüp yayıyorlardı.

Zehra’nın yüzü gülerdi çiçekleriyle konuşurken. Gören, bir dostuyla hasbihal ettiğini zannederdi.

Eskiden evlerin pencereleri küçük olurdu. Kendilerini dışarıdan soyutlamak için değil. Tam tersine, ilk fırsatta pencereden başını uzatarak, oradan geçen yan komşusuyla selamlaşıp konuşabilmek için.

Bu durum, buradaki hayatı iç içeymiş gibi algılatırdı. Herkesin, birbirinden haberi olurdu.

Cemil’in annesi Zehra, bir gün görmediği Ayşe teyzeyi merak edince, küçük ama dostlarına ulaşmaya yetecek kadar büyük olan pencereden başını çıkarıp yoldan geçen komşusuna sordu.

Karşı komşusu; “Ne olsun, kadıncağız yine hastalanmış." Bunu duyan Zehra, bir hayli üzüldü. Bir tas çorbayla Ayşe teyzenin kapısında belirdi hemen.

Sokakların şarkısını dinliyordu yaşlı kadın. Çocukların sesleri, evlerin duvarlarından sekerek yaşlı kadının kulaklarına ulaşıyordu.

Bir süre sonra iyileşen Ayşe teyze, Cemil’in bisikletinin evin yanında durduğunu görünce şaşırdı;“Bu haylaz uzun süre bir durduğu yerde duramaz.”

Ağrıyan dizlerini hafif katlamış, yıpranan eklemlerini zorlamadan, ortalıkta görünmeyen çocuğun evinin kapısında buldu kendini.

Ayağı alçılı çocuk, muzır bakışlarla karşıladı her gün gördüğü Ayşe teyzesini.

Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi