BİR KİTAP: BİR PSİKOLOĞUN İTİRAFLARI / NUR YAYCIOĞLU
Başlığından anlayacağınız üzere iki yüz bir sayfalık kurgu dışı bu kitap, öznel ifadeler içeriyor. Psikolog Nur Yaycıoğlu'nun devlet hastanesindeki görevi sırasında karşılaştığı vakaları, bunun yanında hayata ve olaylara bakış açısını kendi penceresinden aktardığı bu eseri bir yeri hariç, beğenerek okudum. Okurken yazarın dünya görüşüne saygı duymakla birlikte keşke o da insanların giyimi konusunda satırlarında daha hoşgörülü ifadeler takınmış olsaydı diye düşünmeden edemedim.
Kitap size Amerika'yı yeniden keşfettirmiyor. Fakat televizyonda her gün gördüğümüz şiddet haberlerine konu olmuş kadınların travmalarına şahitlik etmiş biri olarak toplumsal ve eril zihniyet hakkında çıkarımlarda bulunuyor. Cehaletin ne denli yıkıcı olduğuna, keskin çizgileri olduğuna, kadın ve çocukları her fırsatta nasıl kurban ettiğine vurgu yapıyor. On ve üzeri çocuklu ailelerde kadının nasıl da değersizleştirildiğini, erkek doktor müdahale etmesin diye doğum sonrası kanamadan göz göre göre kaybedildiğini içiniz burkularak okuyorsunuz. Bunun dışında açlık grevleri sırasında cezaevine görevli olarak gitmiş. Oradan da çarpıcı anekdotlar aktarıyor yazar.
Kısacası yazar yaşamın içindeki kimi mevzulara, toplumsal perspektife hatta Turkey (hindi) diyerek aşağılanmamıza dahi değinmiş. Altını çizdiğim satırları paylaşmak istiyorum sizlerle.
"Çağdışı ve fanatik liderlerin peşine düşen bir toplumun aklını derin dondurucuya koyduğunu üzüntüyle gördüm." (Say:115)
"Gerçeklerden uzaklaşan bir kayıtsızlık, ilgisizlik hali toplumu sardıkça herkes parçalanmış kişiliklerle yaşamak zorunda kalacak, hatta farkında bile olmadan." (Say:116)
"Bir psikiyatr arkadaşım, toplumda kişilik bozukluklarının son derece arttığını söylemişti.
Hastanın ruhsal sağlığını ne kadar tedavi edersek edelim, kişilik ekseni bozuksa, tam düzelemiyor ya da yeniden tekrarlıyor. Uygulanan tedavi; hastalık eksenine, kişilik eksenine, dış çevre eksenine, tetik işlevi olan, tetiği çeken bir olaya ve diğer ögelere de bağlı diye kısaca açıklamıştı."
(Say:138)
