DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Demet Mannaş Kervan
Demet Mannaş Kervan
Giriş Tarihi : 25-08-2022 02:04

Kurgu, Roman...

Kurgu roman denilince akla sıklıkla; kurulmuş, kurgulanmış olan, gerçek karakterlere ve/ veya mekanlara yer verilmeyen, olağan dışı olayları anlatan romanlar gelir. Ancak bir roman ne kadar gerçek dışı olursa olsun, yine de hayatın gerçeklerinden beslenir. Bunun en büyük sebebi de, yazarın gerçek bir insan olması; kendi hayat tecrübeleri, gözlemleri, bilgileri, görüşleri ve insana özgü düşünceleri olmasıdır. Aslında roman kurgu da olsa, yapılan iş gerçeklerin yeniden kurgulanmasıdır. Ya da tersinden ifade etmek gerekirse; yeniden kurgulanan şey gerçeğin kendisidir. Zaten bu yüzdendir ki; kurguyu tanımlarken, temsili gerçeklik ifadesi  karşımıza çıkar. Kurgu, gerçeklik içinde gerçeklik yaratma tekniği diye de özetlenebilir. Kurgu türleri, kendi içinde üç ana türe ayrılsa da birazdan örneklendireceğim pekçok kurgu çeşidi de vardır.  

1-Gerçekçi kurgular:  Hayal gücünün ürünü olsa da, bu tür kurgular yazar, gerçek yaşamda karşılaşılması muhtemel olayları, kişileri ve mekanları  kullanır. Gerçek kişiler, gerçek yaşamlar, yazarın görüp gözlemlediği ya da bir şeklilde bildiği gerçekler esin kaynağını oluşturur.

2-Gerçekçi olmayan kurgular:  Tamamen hayal ürünü olup, gerçek hayatta karşımıza çıkması mümkün olmayan ( en azından şimdilik!), dünyada bulunmayan ya da henüz bulunamamış nesne, canlı, olay, mekan gibi öğeleri barındırır. Örneğin; canavarlar, zombiler,  görünmezlik pelerini, diriltme taşı, orta dünya gibi... Kısacası fantastik ya da distopik kitaplarda gördüğümüz kurgu türüdür ve umarım hep kitaplarda kalmaya devam eder. Zira, dünyanın bugün geldiği hale bakınca, dün için imkansız olan bazı şeylerin artık mümkün olduğunu görüyoruz. Şu an birileri çıkıp da size; küçücük bir virüsün dünyanın sonunu getireceğini söylese, dün dalga geçerdiniz belki ama bugün geçemeyeceğimiz kesin malesef.

Bu tür için yazmak istediğim son birşey daha var.  Yazının başında; her roman, kurgu da olsa gerçeklerden beslenir demiştik. Bu iddia ile çelişmemek adına gerçekçi olmayan kurgu türü için bir açıklama yapmak icap ediyor. Gerçekçi olmayan kurgu romanlarda, gerçekdışı olan öğelerin temel çıkış noktası gerçekliğe dayanır. Örneğin, kitapta bir canavar yarattığımızı düşünelim. Tek gözlü, kanı yeşil renk olan ve ağzı dışa doğru çıkık sivri dişlerle dolu olsun. Bir canlıda göz, kan ve ağız gibi unsurların olması bir gerçekliktir. Ancak gözün sayı ve niteliği, kanın rengi, hatta olup olmaması bile sizin hayal gücünüze kalır.

3- Yarı kurgu:  Büyük oranda gerçeklere dayansa da, hikayeyi zenginleştirmek adına kurgusal faktörlerin de eklendiği türdür.  

Şu ana kadar Kurgu Roman kavramı üzerinde durarak kurgu kelimesini bir sıfat olarak ele aldık. Şimdi de Romanda Kurgu kavramı üzerinden teknik anlamda kurgu kelmesini inceleyelim. Tomaşevski’nin bir sözünden esinlenerek şunu söyleyebiliriz; eğer yazdığınız romanı kurgulamazsanız, o bir roman değil, sadece olaylar listesi olur. Olayların arasındaki bağlantıyı sağlayan şey ise kurgudur. 

Yazının başında da belirttiğim gibi; gerçeklikle olan bağlantısı açısından kurgu, üç ana türe ayrılsa da, kurgunun işleniş biçimi açısından kategorize edildiği türler de vardır. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse; romandaki karakterin bir kişi, yer ya da nesneyi araması üzerine kurulan Arayış Kurgusu, bir kişiden intikam alması üzerine kurulan İntikam Kurgusu, polisiye romanlarda sıklıkla tercih edilen Bilmece Kurgusu, ruhsal ya da fiziksel olarak kahramanın dönüşümünü temel alan Dönüşüm (Metamorfoz) Kurgusu, önlerinde bir takım engeller bulunan sevgililerin kavuşması ya da kavuşamaması üzerine kurulan Aşk Kurgusu, güç çatışmaları üzerine kurulan Rekabet Kurgusu gibi biçimsel çeşitleri sayabiliriz.

Şimdi dilerseniz kurgu nasıl yapılır sorusunu biraz inceleyelim. Aslına bakılırsa,  her yazarın kendine özgü bir kurgulama tekniği vardır. Kimisi hiç bir ön çalışma yapmadan, kendini yaznın akışına bırakır.

Ama hemen belirtmeliyim ki bu oldukça zor bir yöntemdir. Zira, roman ilerledikçe başı, ortası ve sonu arasında karışıklık yaşanabilir. Kimi yazar ise öncesinde taslak, akış şeması ya da sinopsis hazırlamak gibi tekniklerden yararlanır. Açalım. Diyelim ki romanınızın konusunu belirlediniz. 

Konu için gereken karakterleri ( Konu olgunlaştıkça yeni karakterler eklenebilir ancak ana olayın karakterleri belirlenmelidir.), zamanı ve mekan ya da mekanları belirlediniz.  Bu aşamada yoğun bir araştırma temposuna girmeniz gerekebilir. Özellikle de gerçekçi bir roman yazacaksanız; kullanacağınız karakteri  fiziksel ya da ruhsal anlamda doğru betimleyebilmek, kullanacağınız mekanları gerçekçi tasvir edebilmek ve kullanacağınız zamanı ya da tarih dilimini doğru yansıtabilmek için bunlar hakkında yeterince bilgiye sahip olmalısınız. Bu aşamadan sonra romanda geçecek olaylar ile ilgili bir liste ya da akış taslağı hazırlayabilirsiniz, isteğe bağlı. Şimdi sırada, bu olayları nasıl anlatacağınız sorusu var. İşte kurgu burada devreye giriyor.

Kurgulama işini kolaylaştırmak için önerebileceğim en etkili yöntem taslak ve sinopsis kullanmak. İlk olarak romanın başını ve sonunu mutlaka içerecek şekilde, romanda anlatmak istediğiniz olayları yazdığınız ( roman ilerledikçe orta kısımlarda ekleme, çıkarma yapabilirsiniz) bir taslak hazırlayabilir ve bu olayları sahne sahne kurgulayabilirsiniz. Ya da  işi biraz büyüterek sinopsis, yani romanın diyalogları, açıklamaları, uzun betimlemeleri v.s. içermeyen, romanın yaklaşık onda birine tekabül edecek, kısa bir versiyonunu hazırlayabilirsiniz. Zorunlu değil tabi, ama işinizi kolaylaştıracağı da gerçek. Sonrasında diyaloglarıyla, betimlemeleriyle romanınızı yazmaya başlar, bilgilerinizle zenginleştirir, hayal gücünüzün size sunduğu tüm süslerle süslersiniz.  (Giriş bölümü okuyucuların en çok bakıp, bir kitabı alıp almama konusunda karar verdikleri kısımdır. O yüzden giriş bölümünde, ana konunun en can alıcı sahnesini ya da ana konuya çağrışım yapacak bir sahneyi, tabi ki sonuç kısmında  çözülmesi gereken düğümleri açık etmeden işlemek ilgiyi artırabilir.)

Sonrası mı? İster geçmişten geleceğe doğru, ister gelecekten geçmişe doğru kronolojik sırayla anlatır, isterseniz flash-back (geri dönüş) tekniği ile zamandan zamana akarsınız. Tercih size kalmış. Son söz; romanınızı bitirdikten sonra tekrar tekrar okuyup kontrol etmeyi, yazdığınız türe ilgi duyan ve duymayan, güvendiğiniz kişilere okutup görüş ve en önemlisi de eleştiri almayı ihmal etmeyin. Eleştiriler sizi zenginleştirecek,  romanınız soğudukça daha da lezzetlenecektir. Kolay gelsin.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA