ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 17-02-2024 22:34   Güncelleme : 18-02-2024 07:09

Yılların Biriktirdiği / Nevin Bahtışen

Yazan: Nevin Bahtışen -YILLARIN BİRİKTİRDİĞİ

Yılların Biriktirdiği / Nevin Bahtışen

YILLARIN BİRİKTİRDİĞİ

Kezban Nene artık her işe yetişemiyordu. Yuvası için ne yapıyorsa severek yaptığından, mutluluğundan pek bir şey kaybetmemişti. Yıllar gücünü almıştı, eklemleri eskisi gibi hareket etmesine izin vermiyordu. Eşi Ethem de aynı durumdaydı. Emekli olalı daha bir çökmüştü sanki…

Kezban Nene herkesten önce uyanır, çaydanlığı ocağın üzerine koyardı. Evde eşi, çoluk çocuğu, sırasıyla uyanan gelirdi kahvaltı masasına. 
Fokurdayan çaydanlıktan tavşan kanı çay, küçük bir şelale gibi akardı bardaklara. Çayın kokusu, kahvaltılıkların kokusu herkesi mutlu etmeye yeterdi. Sıcak aile bağları bu güzelliğin etrafında kuvvetlenirdi…

O zamanlar kendi de genç olan Kezban Nene, her işi çekip çevirebiliyordu. Sofrada sevdikleri etrafını sarmış, her biri mutluluk kaynağıydı. Şükretmek için çok şeye sahipti…

Yılların akışını durdurmaya gücü yetmezdi ama sevgi tohumlarını çokça ekiyordu. Her biri kendi başına bir birey olarak filizlenirken; sanki kendisini bir çınar ağacı ve sevdiklerini dalları gibi düşünüyordu. Sağlam dururdu hayata karşı.

Eşi, her zaman gönlündeki yerini sessizce doldururdu. Artık ikisi de yaşlanmış, büyüyen çocukları evlenerek yuvalarını kurmuşlardı.

Kezban Nene ve Ethem Dede başbaşa kalmışlardı. Her ne kadar işler hafiflese de, bu sefer eskisi gibi iş yapma güçleri kalmamıştı.

Kendisi her işin üstesinden geldiği için, eşi Ethem’den evde iş yapmasını beklemez ve elini soğuk sudan sıcak suya değdirmezdi. Eşi de evde bir işin ucundan tutmayı öğrenmediği için, nasıl yardım edeceğini bilmiyordu.

Kezban Nene, bir gün hiç yapmadığı bir şeyi yapmıştı.

Artık kendisinin de tıpkı onun gibi yaşlandığını, işlere tek başına yetemediğini ve bazı işlerde kendisine yardım etmesi gerektiğini söyledi.

Kadının yüzü, aldan mora ve mordan ala dönüyordu ama Ethem Dede bir tepki vermemiş, gülümseyerek bakıyordu.

Kezban Nene; “her şeyini alda git!” dedi.

Ethem Dede, ne yaptığından emin bir şekilde; kadının elini tutup, “Haydi gidiyoruz” dedi.

“Nereye gidiyoruz, dur biraz! Hava yağmurlu bari bir şemsiye alalım.”

“Her şeyini alıp git dedin, benim her şeyim sensin!”

Bu kadar yıl olmuştu, özgürlük dedikleri şeye, saçmalık olarak bakıyordu.

“Hıh, özgürlük dediğin, üstlendiğin sorumlulukları yerine getirmek.” derdi, Kezban Nene.

Şu anda umarsız bir şekilde, bükülen belleri bile engel olamamıştı, el ele gitmelerine. Mahallenin köpeği de onların mutluluğuna tanıklık yapıyor gibi, yanlarında gidiyordu…

Editör: Dilek Tuna Memişoğlu 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi