ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 21-10-2022 21:54   Güncelleme : 24-10-2022 18:20

Yağmur Çisesi Gibi

Yazan: Nevin Bahtışen - YAĞMUR ÇİSESİ GİBİ

Yağmur Çisesi Gibi

YAĞMUR ÇİSESİ GİBİ

Leyla, pencerenin önünde oturmuş kahvesini yudumluyordu.

Gelene geçene bakmaktan pek bi keyif alırdı, gözleri dürbünlü gibi bakıyor, gördüğü kişiyi sözleriyle yaylım ateşine tutuyordu. Yaşadığı mutsuzluklar diline vurmuş gibi yaşlandıkça geveze olmuştu. Hazır cevap biri olarak mahallede ün yapmıştı.

Eşinden sevgi gördü de çiçek gibi mi açmamıştı, eşi kıt kanaat imkan sunmuştu; kendisi beş çocukla baş etmeye çalışıyordu, buz gibi duvar gibi eşinin suratıyla yaşamak kolay mıydı? Şimdi sarkmış gıdı, sarkmış kollar ve bir davulu andıran göbeğiyle pencere kenarında oturmuş herkese laf yetiştiriyordu. Esprilerine önce kendi katıla katıla gülerdi, göbeği hop hop ederdi, bütün mutsuzluklarını söküp atıyordu.

Elinde mendili her an yüzünden akan teri silmeye yetişemezdi. Sanırsınız Leyla hanımı ıslatan her daim yağmur çiseliyordu. 

Bir elinde baston bir elinde poşetle giden Ramiz beyi gördü. “Dizim ağrıyor, artık beni taşımıyor bu bacaklar” diyordu. Film çektirdi zaar. Eşi Gülden, rahmetli olalı yıllar oldu. Gençken gel evlenelim demiştim.

Sanmayın kolay olduğunu, o zamanlarda bir kadının bir erkeğe evlenme teklifi yapıldığı görülmüş şey değildi. Benim rahat hallerim, Ramiz de yakışıklıydı, şimdi benim gibi yürüyemediğine bakmayın.

Aslında bütün mahallenin kızlarının gözü vardı ama neymiş eşi.. Gülden; kibar, terbiyeli ve ceylan gibi seken fiziğe sahipmiş. Ne var? ben biraz etine dolgun olmuşumda, bak hala sağlıklıyım. Gülden, yaprak kımıldasa; "Üşüyorum" derdi, tıpkı Ramiz bey gibi. Parka gidip oturacak sanırım, montu sırtına geçirmiş havadan nem kapıyor, iyi ki evlenmemişim bu mız mız herifle. Yok yok yapamazdım bu sünepeyle, bak rahmetli eşim bile çoktan öte dünyayı boyladı. 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi